Bu kitap, Sartre''ın deyimiyle, ''şiir'', sözcüğün Farsça anlamıyla da ''gazel'', yaralı bir göğsün göğüs kanamaları ile çölsel bir ruhun dağınık yakarmalarıdır.
Bu çöl,
''benim dünyam '' olduğu gibi ''benim yüreğimdir''dir de...
''benim yabancı kendim'',
''benim tutuşmuş ekinsiz yaşantım''...
özetle ''benim yaşam öyküm'' dür.
Bu varlıkın susuz, gizemli, eriyen, bekleyen, üzülen... çölüdür.
Bu sözlerin okuyucusunun, kendisini seslenilen olarak düşünmemesi gerekiyor.
Bu sözler seslenilensizdir.
Onların görücüsü, arayıcısı olması gerekiyor.
Sözcükler ve kavramları
''okuma''ması gerekiyor.
''Cümleleşmiş'',
''sözcükleşmiş'' anlamları,
duyguları ''duyumsaması'',
''tatması'', ''koklaması'' gerekiyor.
Bir mektubu okuduğu gibi değil, bir serüveni gördüğü gibi... okuması gerekiyor. *