bugün

bira içen türbanlı kız

ben bizzat kendim içtim bu kızla.

yargılamadan okuyacaklar gözlerini yorsun lütfen.

bak insan neyi kınarsa, kime burun kıvırırsa ister zorlamadan isterse götten kan ala ala başına bir şekilde geliyor, ben artık bunu öğrendim. 2 sene öncesine kadar ben de "bira içen türbanlı" görsem-duysam, başlığını okusam yadırgamaktan da öte tırmalayacak kedi kadar hırçın yaklaşırdım olaya, hıh bananeyse!
bak ne dedim? "bananeyse" dedim. beni ilgilendirmiyor yani, benim haddim değil onu eleştirmek yani. bunu öğrendim, öğretti.

2 yıldır tanıyorum ben bu kızı, üniversitede tanıdım, yurtta. arkadaşımın oda arkadaşıydı. yemeğe birlikte gitmekten, yanımda dolaşmasından o kadar rahatsız oluyordum ki -itiraf- anlatamam. neden? çünkü malım!

bu zihniyet kafama neden böylesine yerleşti bilmiyorum, aslında biliyorum ama söylemek istemiyorum. neyse aştım ya, ben ona bakarım.

neyse tanıdım ben bu arkadaşı, tanımak zorunda kaldım diyelim ya da. o kadar yardımsever, esprili, komik, kafa bi kızdı ki en yakın arkadaşlarımdan biri oluverdi. paylaşımcı, fedakar, dert dinleyen yetmedi bir de çözüm arayan, ağladım mı mendil uzatan, eski sevgili zırvalarıma katlanan kız bu. yediğini paylaşan, moralim bozuksa şebeklik yapan kız.

türbanlı evet ama namaz kılmıyor, sohbet zırvalarına katılmıyor. dahası şunu düşünen insana : (bkz: #20675023) baskı yapmıyor, onu etkilemeye çalışmıyor, kafa çükmüyor şu mucize zırvalarıyla mesela? peki ben neden ona karışayım, ona bu konuda baskı yapayım? motto: "benim düşünceme saygı gösteren saygı görür."

neyse yani özetle, ben artık onu bir "türban" olarak değil "insan" olarak görmeye başladım.

bir gün 3 kız eğlenmek istedik, kimseye söylemedik (türbanlı arkadaşımın "haklı" ricasıydı bu) bira alıp demet ortaç şarkılarıyla coşmak istedik, yaptık da, deli gibi eğlendik, göbek attık, bağıra çağıra şarkı söyledik. ve de pişman değiliz yine olsa yine yaparız.
hatta ve hatta o "bira içen türbanlı" bile pişman değil!

ve ben bu "dostum"la -yediğim içtiğim ayrı gitmeyen dostumla- hiç "bu" konuyu konuşmadım. yani "sen neden kapandın,neden namaz kılmıyorsun madem, hadi onu geçtim neden içki içiyorsun?" gibi bi soru yöneltip onu rahatsız etmedim, etmek istemedim. çünkü bu soru bana çok "mahrem" geliyor. belki türban takmak zorunda bırakıldı, belki bu "görüntüye" alıştı ve fırsatı olsa bile cesaret edemiyor, belki istediği için takıyor hatta belki yakıştığını düşünüp aksesuar niyetine takıyor, belki o gün içmek istedi ve "şeytanına" uydu, belki de hep içiyor? ee
banane?

ha şimdi diceksin ki : ben saygı durmuyorum arkadaşım, bu da seni ilgilendirmez, doğru ilgilendirmez. bak buna da saygı duyarım ama sadece biraz daha insancıl düşünmek lazım, hepsini genellememek lazım, bence.

onun dışında türbanı kafaya geçirip, hacı sakalı bırakıp, cübbe giyip, tesettüre bürünüp, allah muhammed ağzından düşürmeyip milletin rızkını sömüren "sikik"lere de lanet olsun.

ama bu kız, kendi halinde bi üniversite öğrencisi. bira içmiş, ayran içmiş, sigara içmiş, rakı içmiş, kaçak çay içmiş, kımız içmiş, kime ne?

arkadaşların farklı düşünceden olması iyi, empatinin altın vuruşunu yaptırıyor bu. sonuysa ölüm değil daha "insancıl" fikirlerin doğması oluyor.

el edit : eksilemeden önce bi "okusaydınız" keşke.