bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

kısaca ben;

ilkokul yıllarımda pantolon altından eşofman giyen, en sevdiği içecek capri-sun ve en sevdiği yemek patates kızartması olan ben gel gör ki pek değişmedim, hala öyleyim. küçücük şeylerle mutlu olurum ben vesselam. ne bileyim biri bana bi çay ısmarlasın canını yerim onun. lise bitene kadar kimseye aşık olamadım adam akıllı. hep kaçak göçek oynadım. her zaman hayatımda aksilikler oldu biladerim. ne zaman ''aha tam bu sefer herşey yolunda gidiyor'' desem, hayat bir stoper gibi kayarak alıyor topu ayağımdan. aslında ben hiç kaleciyle karşı karşıya kalamadım be toprağım.

lise bitmişti artık. liseyle birlikte soluksuz olarak her gece çektiğim 31 ler de seyrekleşmişti. önce iki günde bir, sonra haftada 1 derken zaman içinde en büyük hobimi terkettim. bir şeyler değişiyordu hayatımda sanki. her zaman tek maçtan yatan ben ara ara parayı vuruyodum iddaadan. ahh ulan arsenal hiç sevemedim seni. aga neyse zaman geçtikçe daha bi olgunlaştım. çocuksu heyecanlarım, zevklerim teker teker kaybolmaya başladı. gerçi bu durumdan pek memnun değildim ben. insan büyümeyi sevmez arkadaş kim ne derse desin hep çocuk kalmak ister, hep masum olmak ister. lakin hayat buna izin vermez sevgili dostum bir yerde gelir ümüğünden sıkar seni.

ramazan ayından bir gün;

cehennem gibi sıcak var dışarda. götünden akıttığın terle kendi barajını yapar ekinlere su verirsin şerefsizim. bir de üstüne oruçlu olduğunu düşün herşey daha da kötü. vakit geçirmek için arkadaşımla salak salak geziyoruz. bir anda yanımdan siyah kıyafetlere bürünmüş, güzel kokulu, saçları rüzgarda dans eden, yüzüne kurban olduğum biri geçti. ben o anda vuruldum aga bu kıza. aşk denilen şey artık beni bulmuştu. ne olduysa bana yerimden hareket edemiyordum. olduğum yerde yerli malı gibi kalmıştım hacım. elim ayağım ben değil, gözlerim ayrı bir telden çalıyor, götüm iyice terliyordu. sonra kız giderek uzaklaştı ve bir nokta haline dönüştü. ben ise hala duruyorum olduğum yerde.

a:arkadaşım
b:ben

a: -ne oldu lan etkilendin mi kızdan sıfatını siktiğum ?
b: -sikerim tarhana beynini çocuk kim lan bu kız aşık oldum resmen.
a: -k..... olum adı ben tanıyorum bu kızı istersen konuşurum senin için.
b: -oğlum allah aşkına konuş lan yap şu kardeşine bir iyilik.

bu muhabbetin ardından arkadaş sağolsun konuştu kızla ve biz bi gün buluştuk bir yerde.

mekan o kadar güzel ve o kadar ucuz ki herşey için inanılmaz rahat. ne yersek yiyelim sikimde değildi resmen. benim gözlerim kızın üzerindeydi. o güzel kokulu dağlardan gelmiş bir kısraktı ben ise allah ın unuttuğu, cebimde sigaram varsa mutlu olan, her çift çorabımdan biri kesin yırtık olan bir dallamaydım. tek iyi yanım ise hep sadıktım insanlara, sevdim mi tam severdim kanka öyle böyle değil.

gel zaman git zaman biz bu kızla çıkmaya başladık. o kadar mutluyum ki anlatamam. diğer kızlar umrumda bile değil. aşkın güzel yanı bu olmalıydı herhalde, bir kıza aşıksan diğer bütün kızların cenaze namazını kılıyormuş insan. beraber sinemaya gidiyoruz, istanbul u geziyoruz, aynı şeylere gülüp aynı şeylere ağlıyoruz. ona sarıldığım zamanki o koku varya o öldürüyor adamı usta. keşke bi şişeye doldursam da hep koklasam diyo insan. birbirimize ufak tefek hediyeler alıyoruz. çok masumdu herşey, gerçekten sevgi vardı ortada. insan gerçekten sevip sevilince yaşamanın tadını alıyormuş.

bu ilişki böyle uzun zaman sürdü gitti aga herşey iyiydi. ta ki bir gece vaktine kadar. saçma sapan bir muhabbet yüzünden tartışmaya başladık birbirimizle ve o anda birden hava gürlemeye başladı. bir an sessizlik oldu. ikimizde başımızı eğdik yere ve sıradaki cümlelerimizi düşünüyorduk resmen. sonra ilk yağmur damlası burnumun ucuna düştü başparmağımla sildim çabucak. galiba herşey bitiyordu. o esmer kız, o hayatımın en değerli varlığı, gözümün nuru gidiyordu. bazen hayat sana öyle kötü şeyler sunar ki sonucu bildiğin halde engelleyemezsin. bir an gözlerimin içine baktı. son kez gözlerindeki sevgiyi,aşkı gördüm. yağmur iyice bastırdı. insanlar kendini yağmurdan korumak için bir yerlere kaçıyordu, biz ise kocaman bir isyan gibi duruyorduk herkese inat. ''bitti mi '' dedi bana. ben de '' evet '' dedim. gidiyordu işte arkasını dönmüş gidiyordu. ''hayır, dur gitme. son kez bak gözlerime, tut tekrar elimden'' diyemedim. sonra gözümden yaşlar dökülmeye başladı. sevdiğim ilk gördüğümdeki gibi yine uzaklaşıp nokta haline gelmişti. bu da bizim hikayemizdi başından noktalanmıştı galiba. sonra başımı gökyüzüne kaldırdım yağmurla konuştum. ağzımı hafif açtım kirpiklerim sırılsıklamdı. sonra oracıkta yağmurla beraber ağladık, gidişine beraber üzüldük...

bir şarkı vardı dinlediğim;
gülüşün güftesi, bakışın bestesiydi.
kalbimin ortasında sahnesi,
dinleyicilerini bile kıskandığım,
bütün enstrümanların sesiydi sanki...

bir roman vardı okuduğum;
olay örgüsü saçlarınla bağlanmış.
ve aranmış yıllardır baş kahramanı,
satır aralarından sızan ten kokusuyla,
en güzel yerinde noktalanmış sanki...

bir hayal vardı kurduğum;
senin olduğun her yeri içinde barındıran,
ve utandıran bugüne kadar kurulmuş bütün hayalleri,
bir deniz kenarında, şiddetli bir dalgayla,
yağmur eşliğinde boğulmuş sanki...

şimdi,
şarkı sustu, roman bitti, hayal uçup gitti.
bütün sensiz gecelerin gözü kör olsun!
tek bir dileğim var üzerinde hakkı kalan;
boşver üzülme, canın sağolsun...
güncel Önemli Başlıklar