özentilik

entry16 galeri video1
    5.
  1. özentiliğin ne olduğu ve nasıl tanımlandığı aşikar. herkes az çok kafasında bir özenti tanımına sahip. bazıları kendilerine ait kutsal(!) sembollerin kendilerinden olmadığına inandıkları tarafından kullanılması halinde, bunu yapanlara özenti der. bunu "converse giyen tikiler" gibi çok yaygın(maalesef) bir konseptte bulabiliyoruz. bazıları da özentiliği genel olarak toplumda bulunmayan değerlere sarılanlara uygun bulur. mesela metal dinleyen kitlenin sahip olduğu şekil ve şemal toplumun genelinde özentilik olarak tarif edilir.

    ben ise, ilk görüşe götümle gülmüş ve ikinci görüşün de üzerine bazı değerler ekleyerek kabul etmişimdir. özentilik özünde tüketimden kaynaklanır. tüketim ile bir kimlik/duruş sahip olan herkes özentidir.

    "etmişimdir" diyorum zira artık bu görüşüme pek itimadım kalmadı. zira toplumdaki yaygın kümelenmelerin hepsinin zaten bir özentilikten kaynaklandığını fark ettim. yani gayet türk-islam yaşayışı içinde görünen bir tarikat mensubunun da tüm hayatını bir özentilik ile şekillendirdiğini görüyoruz.
    kendimi suçlayabilir miyim? evet. zira tüm bu şekil şemal kaygılı beyanatlara gülüp eleştirsem de benim de bir topluluğa istemeden de olsa özendiğimi fark ettim. e kendimde bu böyle seyrettiyse neden diğer gençleri daha fazla suçlama ihtiyacı sezeyim ki. sembol olan şeylerden uzak durmaya çalıştım hep. lakin kadife ceket giydiğimi ve bundan zevk aldığımı fark ettiğimde olay kafamda çözülüverdi. tıpkı hayatı aşmış görünen profesörlerin de ağız birliği yapmış gibi pipo-sakal-gözlük üçlüsüne rağbet etmeleri gibi.

    artık semboller o kadar hayatımıza işlemiş ki. onu eleştirenlerin de(benim misal) başka sembollere rağbet edebildiğini gördüm. üzüldüm. peki bu sembollerden kurtulacak mıyım? hayır. zira koskoca bir toplumdan bahsediyoruz, insan ilişkileri öyle acaip kodlara yazmışlar ki bu kodlara kafa tutmak ne yazık ki imkansızlaşmış.
    1 ...