sylvia plath

entry175 galeri video3
    94.
  1. en sevdiğim kadın şair olan lale müldür'e çok benzetmişimdir hep. tıpkı lale gibi şiirlerini mistik olaylarla süslüyor. bilmediğim çok şeyden bahsediyor. böyle kadınlar sevilir. çünkü dimağında sadece şiirlerinden mısralar kalmaz.

    şiirlerini de geçtim aslında, sylvia'yi biraz da çekici kılan intihar etmiş bir kadın olmasıdır. nasıl ki çevrede intihar eden kişilerin gerilerinde bıraktığı mektup içeriğini hep merak ederiz, bu da öyle işte. aslında, her şiirinde biraz bahsediyordu zaten. nilgün marmara'nın ''sylvia Plath'ın Şairliğinin intiharı Bağlamında Analizi'' diye güzel bir tez kitabı da vardır, elinize geçerse okuyun derim. neyse, örnek olarak en popüler dizeleri;

    --spoiler--
    Ölmek bir sanattır,herşey gibi
    Eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi
    Öyle ustaca ki insana korkunç geliyor
    Öyle ustaca ki insana gerçeklik duygusu veriyor
    Bu konuda iddialıyım sanırım.
    --spoiler--

    bu da benim en sevdiğim şiiri;

    --spoiler--
    Lazar Hanım

    Yeniden yaptım.
    Her on yılda bir
    Başarıyorum

    Bir çeşit gezgin tansıktır tenim
    Bir Nazi abajuru gibi parlak,
    Sağ ayağım

    Bir kağıt misali,
    Yüzüm sıradan bir parça
    ince Yahudi keteni.

    Çıkar kundak bezini
    Ey düşmanım.
    Korkutuyor muyum?

    Evet, evet, Profesör Bey,
    Bu benim,
    inkar edebilir misin

    Burnu, göz deliklerini, büsbütün diş takımını?
    O ekşi soluk kaybolur
    Bir günde.

    Yakında, yakında,
    Bu mezar deliğinin yediği
    Et, bürünecek üstüme yeniden.

    Ve ben gülümseyen kadın.
    Yalnızca otuz yaşındayım.
    Ve bir kedi gibi dokuz canlıyım.

    Bu, Üçüncü Sefer.
    Yok edilecek ne de çok pislik
    Birikmiş on yılda.

    Milyonlarca lif.
    Yer fıstıklarını çıtırdatan o güruh
    itişip kakışıyor görmek için

    Nasıl çözdüklerini elimi ve ayağımı
    Bu büyük striptiz numarasını.
    Beyefendiler, hanımlar

    Ellerimdir bunlar,
    Diz kapaklarımdır.
    Yalnızca deri ve kemik olabilirim, bir Japon olabilirim,

    Her ne isem, gene de aynı kadınım ben.
    ilk keresinde on yaşındaydım.
    Bir kazaydı.

    ikinci keresinde kararlıydım
    işi bitirmeye ve geri dönmemeye.
    Sallanıp duruyordum

    Kapalı midye kabuğumda.
    Çağırıp durmaları gerekliydi
    Ve yapışkan inciler misali sökmeleri üstümdeki kurtçukları.

    Ölmek
    Bir sanattır, diğer her şey gibi.
    Üstüme yoktur bu konuda.

    Öyle ölürüm ki, cehennem sanılır.
    Öyle iyi ölürüm ki, gerçek sanılır.
    Sanıyorum, sahneye çıkma sıran geldi diyeceksin.

    Bir hücrede ölebilmek yeterince kolaydır.
    Orada ölebilmek ve kalabilmek yeterince kolay.
    O teatral

    Geri dönüş gün ortasında
    Aynı yere, aynı yüze, aynı kaba
    Eğlenen haykırışa:

    Bir mucize!
    Beni bitiren budur işte.
    Bir fiyatı vardır oysa

    Yara izlerimi görmenin, bir fiyatı
    Tıkır tıkır çalışan
    Yüreğimi işitmenin

    Ve bir fiyatı vardır, yüksek bir fiyatı
    Bir sözcüğün, bir dokunuşun,
    Ya da bir parça kanın,

    Ya da bir parça saçımın ya da giysimin.
    Ah, ah, Doktor Bey,
    işte böyle, benim Düşman Efendim.

    Ben sizin eserinizim,
    Değerli olan şeyinizim
    Saf altından bir bebeğim,

    Eriyip, bir feryada yapışıyorum.
    Dönüyorum ve yanıyorum.
    Sanmayın ki yüksek kaygılarınızı küçümsüyorum.

    Kül, kül
    Savurup karıştırdığınız
    Ettir, kemiktir, başka şey yok orada -

    Bir parça sabun,
    Bir alyans,
    Bir altın dolgu.

    Benim Tanrı Efendim, Şeytan Efendim,
    Sakının,
    Sakının.

    Kızıl saçlarımla
    Doğrulurum yeniden külden.
    Ve erkekleri solurcasına yerim.
    --spoiler--
    1 ...