arkadaş

entry337 galeri video3
    185.
  1. Ne çok beklettin. Ne çok hasret çektik. Rutubetli bekar evlerinin küf kokusunu içimize çekerek. "sarı odalarda" ne çok adını andım bir bilsen. En çok gurbette özledim seni. Tek başıma okula gidip gelirken, okulda yalnız kalırken, yalnız başına eve dönerken. Ki en zoru da bu, biliyorum ki evde yoksun ya da beklenmedik anda kapıyı çalıp içeri girmeyeceksin siyah poşetlerle. Bu yalnızlığı ben mi hakettim yoksa sen mi bana reva gördün bilmiyorum ama hiç iyi olmadı. Biliyorum.

    Mesela hep öğrenci kaldım ben. Başka çaresi olmayanlarla, yetinmeyi bilenlerle, bir şekilde yaşamayı becerebilenlerle yaşamaktan mıdır nedir bilmiyorum. Kalbim o kadar ağlıyor ki bir bilsen. Ne kadar ağlıyor şimdi kalbim. Sen kah uzaktan el salladın, kah terkedip gittin, bazen görmezden geldin beni, bazen tanışma fırsatımız bile olmadı. Oysa varlığımızın nedeni değil mi arkadaş olmak.

    Ben sandım ki bugüne kadar olduğu gibi olacak bir şekilde hayat. Sandım ki kazanmak başarmanın yarısı. Kazandıktan sonra gerisi bir şekilde gelecek, sen yanımda olacaksın, bulacağız birbirimizi. Anlatamıyorum ki. Ben hep öğrenci kaldım senin yüzünden. Ait olamamak, emin olamamak yüzünden. Anlatamıyorum ki. Yokluğun tanımını varlıkla nasıl açıklayacaksın. Yokluğun varolmanın en sahte biçimiydi. Yokluğun o kadar yakışıksız bir davranışı ki.

    Mesela hatırlıyorum kıştı, üşüyorduk. Buz gibi hava burnumuzun içinde bir şeylerin kristalleşmesine neden oluyordu. Ben hiç tanımadığım bir yerde seni arıyordum. Sen mesajlarla şuradan gel, burdan geç diyordun. Buluşuyorduk bir şekilde. Meğer nasıl bir düğümmüşsün be arkadaş. Çözemiyorum. Anlatamıyorum ki. Bir rüyayı ne kadar anlatabilirsin ki.
    0 ...