adam diyor ki bilimsel aykırılık gösterin, ben diyorum ki ay'ın ikiye bölünmesi kur'anda yazarken, nasa'nın buna dair kanıtı yok.
buna verilen cevap ise havada kalıyor ne yazık ki.
"kaldı ki dünya üzerinde binlerce çeşit ibadet de söz konusu değil" derken, namazın mısır coğrafyasından, kurban kesme ayinlerinin şamanlardan gelmesi islam'ın orijinal bir din olmadığına delalet.
kutsal kitap inanışlarındaki en büyük hata ise tefsirdir.
ve buna en güzel örnek de ayetlerin numaralarını toplayıp atom numaraları ile karşılaştırıp bu tesadüfe katıksız inanmaktır.
buna tefsir deniliyor kısaca. her olguyu tek bir şeye yüklemek dogmatik bir duruştur, dinin gereğidir. lakin inancı sorguladığın yerde bitiyor işte.
al sana ufak bir örnek:
evrenin genişlemesi, gılgamış destanında da yazıyor:
yokken göğün daha
yerin daha adı yokken
babaları okyanustan
anaları ki-ama-t kargaşasına
sular karışıp bir oluyordu.
gök, yerden ayrıldıktan sonra
yer, gökten ayrıldıktan sonra
insanın adı konduktan sonra
an, göğü alıp götürdükten sonra
enlil, yeri alıp götürdükten sonra.
"rastlantıların bütünselliği" diye dine inanmak kandırılmaktan farkı yok benim için.