1.
-
akla gelen ilk filmler şu şekildedir.
(bkz: Léon)-natalie portman bu filmde belli etmiş ne kadar iyi bir aktris olduğunu.
(bkz: La vita è bella)-bu film saf güzellik ve masumluk. babasının çocuğunu kandırmak için uydurduğu oyunlar orantısız etkileyiciydi.
(bkz: Das Leben der Anderen)- alman filmlerinden en iyisi bence. sonundaki hediye, bu filme bu son combo etkisi yaratmıştır.
(bkz: Le fabuleux destin d'Amélie Poulain)-kurgusu, müzikleriyle izleyeni aşırı etkileyen bir film. (bkz: audrey tautou) bu filmdeki performansı gerçekten mest ediciydi.
(bkz: Nuovo Cinema Paradiso)-bu film özellikle sinema üzerine okumak isteyenler, sinema severlerin izlemesini şiddetle tavsiye ediyorum.
(bkz: Les quatre cents coups)- gerçekçilik sinemada nasıl aktarılır çok uzaklarda aramayın, bu filme izleyin.
(bkz: Amour)-sessiz olarak çokta güzel bir çok şeyi ama en güzel aşkı anlatan bir başyapıt.
(bkz: La fille sur le pont)-dokunmadan da aşkı en güzel anlatan, müzikleri filmin etkisi daha da artıyor.
(bkz: Good Bye Lenin!) en iyi alman filmi belki de bu bilemedim. bir anne ve oğul ilişkisi daha güzel anlatılabilir mi?
(bkz: The Remains of the Day) (bkz: Anthony Hopkins) ve (bkz: Emma Thompson) oyunculuklarını ne kadar kaliteli olduklarını bu filmdeki performanslarıyla göstermişlerdir.
(bkz: Un prophète)-çarpıcı senaryosu ve işlenişi olan, nereden nereye geldik dedirten bir film. cannes ödülünü hak eden bir film gerçekten de.
(bkz: Dom za vesanje)-sadece hindi için bile izlenir şaka bir yana bu filmi izlemeyen görüldüğü yerde uyarılmalı ve bu film izletilmeli.
(bkz: Shaun of the Dead)-sırf hollywood filmlerini tiye alışı için izlenir harika bir film. keza fazlaca da güleceksiniz.
bu sıralama çok çok çoğaltılabilir tabiki de.