bugün

harry kewell

bugün doğum günü olan ve kalbimizde yeri büyük, çok büyük olan futbolcu. turuncu formanın en çok yakıştığı adam. ayrıca bana şimdi neredeler köşesi için şunları yazdırmıştır;

"Bazı kadınlar vardır. Unmadık anlarda yeniden hatırlanır.
Akla gelmesi için hiç bir şeye gerek yoktur, bir anda aklına gelir insanın.
Bazı eski sevgililer vardır ve onlar da çoğu kez hatırlanır.
Bir müzik dinlediğinde, bir film izlediğinde, klişelerle dolu bir aşk sahnesinde akıllara gelir.
Ve futbolu bu kadar seven bizler için ise bazı futbolcular vardır ki, tıpkı bazı kadınlar ve eski sevgililer gibi akla gelir.
Youtube'de bir video izlediğim zaman, sağ tarafta önerilen videolarda Harry Kewell'ı görmek..
Harry Kewell'ı hatırlamanın en güzel yolu sanırım..

iyi futbolcu sadece topa iyi vuran futbolcu mu demektir?
Bazı futbolcular saha içindeki katkısı kadar, saha dışında verdiği katkılarla da önemlidir.
2008'in 5 Haziran günü Galatasaray, Harry Kewell ile 2 yıllık sözleşme imzaladığında herkes bu transferin ne kadar iyi transfer olduğunu biliyordu.
Avustralyalı yıldız Galatasaray'a geldiği zaman bazıları geçirdiği sakatlıklardan sonra ne kadar iyi olabileceğini düşündü.
Birde Leeds olayı vardı ki sormayın gitsin.
Leeds maçından dolayı Kewell'i istemeyen taraftarlarımız da vardı; Galatasaray'a geldiği için tepki gösteren ingilizler de vardı.
Kewell kendi internet sitesinden bir mektup yayınladı. Leeds forması giydiği dönemde ölen 2 taraftarın acısını hala yaşadığını ancak bu yüzden Galatasaray'ı suçlamanın yanlış olacağını söylüyordu.
ve Liverpool'da giydiği 7 numarayı değil, Leeds'de giydiği 19 numarayı giymek istemişti Galatasaray forması altında..
2 yıllık sözleşme imzaladıktan sonra "Kendimi yeniden kanıtlamak istiyorum.Bunun en güzel yolu da Galatasaray gibi bir kulüpte oynamak. Yeni takımımla sahaya çıkmak için sabırsızım ve gözümü ileriye çevirdim, yapacağım yeni şeyler var." diyen Kewell'ın Galatasaray macerası başlamış oldu.

Galatasaray formasını ilk kez oyuna sonradan dahil olarak giydiği Türkiye Süper Kupası maçında 1 gol, 1 asist yaparak maçın 2-1 bitmesini sağlamış sol kanat oyuncusu tıpkı Didier Drogba gibi başlamıştır kariyerine.
Top her ayağına geldiğinde "merak etmeyin, bu topun her şeyini bilirim." havasını veren Kewell, ikinci baharını yaşamaya başlamıştır.
Galatasaray tribünlerinin en çok sevdiği isim olan Kewell, sokakta top oynayan çocukların "abi ben Harry Kewell'im" dediği futbolcu olmuştur.
UEFA kupasında oynadığı futbolla kendini izleyenleri bir kez daha mest eden Kewell, birde Hamburg maçında stoper oynuyor ki sormayın. Hiç kimse unutamaz o maçı.
Tabii ondan önce bir golü var ki; "ne 89'a, ne 91'e tam 90'a" dediğim takdirde hatırlanıp, yüzlerin gülümsediği.
Galatasaray kaptanın ortalıkta gözükmediği belki her genç ve bekar insan gibi sevgilisinin ya da sinema salonlarında gezdiği sıralarda bile takımı motive eden Kewell, artık bu takımın en önemli isimlerinden biri oluyordu, olmuştu.
19 numarayı Lorik Cana'ya veren Kewell, bundan sonra 99 numarayı giyecekti. Kendisine önerilen daha yüksek maaşı kabul etmeyip, daha az paraya Galatasaray'da oynamak istemesi, bazı şeyleri gösteriyordu.
Galatasaray forması altında beklenenden verdiği fazla katkı, kendisine bonservis bedeli ödenmemiş olduğunu hatırladığımız zaman, ne güzel transfer olduğunu hatırlıyoruz kendisinin.
Süper Lig'de diğer takım taraftarlarını bile heyecanlandıran Kewell, UEFA maçlarında daha iyi oynama alışkanlığını her seferinde devam ettiriyordu.
Karpaty Lviv maçı vardır ki hiç sormayın. Hani 2-0 geriye düştüğümüz şu maç. Orada dağılan takıma moral vermeyi, "vazgeçtiğinde yenilirsiniz" demeyi yapan yine Kewell'dı.
Baros'a yaptığı 2 asist ile maçın 2-2 bitmesinde en büyük payı olan Kewell..
O maçın rövanşını ise hiç sormayın..
Ama bu maçtan hatırlanabilecek en güzel an; "Santra yapacak Kewell'ın takım kaptanımız eli belinde beklerken, arkadaşlarına dönüp, alkışlayarak, moral vermeye çalışmasıdır. O kare hiç unutulmaz, unutulmayacak.."

Gün gelir.. 31 Mayıs 2011 olur..
Galatasaray ile sözleşmesi biten Harry Kewell takımdan ayrılır.
Galatasaray tribünlerinin Milan Baros ile her maç sonunda tezahüratlar yaptığı, çok sevdiği Kewell için artık ayrılık vakti gelmiştir.
Turuncu formayı sevdiren, turuncu formanın en çok yakıştığı adam artık yoktur..
Ülkesine gider. Melbourne Victory takımında forma giyer daha sonra Katar macerası yaşar ama pek uzun sürmez 4 maça çıkar ve ülkesine yeniden döner.
Melbourne Heart takımına yani Victory'nin ezeli rakibine transfer olur.
Orada alacağı para ise bu endüstriyel futbol için komik paradır, 48 Bin dolar.
Burada kimlerin hak etmeden neler kazandığını düşünürsek, sırf o karakteri için bile bu para azdır.
Kredi filan çeksek, toplansak, biz ödesek paranı da geri gelsen be Kewell..

Turuncu formanın en çok yakıştığı adam Harry Kewell, öyle bir futbolcudur ki, eski sevgili gibi bir anda akla gelir insanın.
Ama iyi anılarla andığınız, unutamadığınız bir eski sevgili gibi.
Daddy Cool böyledir, hatırlanır, özlenir.
Ne olursa olsun, sana destek veren o Galatasaray tribünlerinin bir isteği varsa o da seninle yollarımızın bir gün yeniden kesişmesidir..
Belki teknik heyete dahil olur, belki Scout görevini üstlenir, belki sırf tribünde oturma görevi bile verilebilir, sadece tribünde otursun, saha içindeyken olduğu gibi "tribünde Kewell var beyler, rahat olun." diyebilelim.
Galatasaray forması altında 91 maça çıkıp, 35 gol ve 20 asist ile oynayan Harry Kewell'i unutursak kalbimiz kurusun..
Kendisinin de dediği gibi "O Harry Kewell.. Galatasaraylı Harry Kewell.."

çok özlüyoruz çok, iyi ki doğdun kewell.