bugün

ayman abdelaziz

iyi ya da kötü futbolcu olduğu tartışılabilir. hatta ahlaklı olup olmadığını da tartışırsınız, ahlakın ne olduğunu bilenler için tabii, bildiğini zannedenler için değil. mesela ben bir trabzonspor taraftarı olarak kendisini pek beğenmem. lakin bir anda memleketin sevgi pıtırcığı, tahammül ve ferasetten çakmış, hala ilkokul birinci sınıftan ders alan ama bir türlü alttan alıp meseleye sükunetle yaklaşamayan insanların kurbanı bir günah keçisi olmuştur kendileri. bu yüzden de akıl, izan ve sağduyunun tarafında olanlarca savunulması vaciptir, biz de bu vacibi yerine getiriyoruz vesselam.

efendim, meselenin aslı şudur: memleketin idraki iğdiş edilmiş hamervah şahıslarının sıradan bir faul pozisyonunun üzerinden mal bulmuş mağribi gibi arap düşmanlığına üşüşmesidir. eğer bu fauülü bir türk yapsaydı ortada hiçbir sorun kalmayacaktı. ama arap yaptığı için hemen tu kaka edilmesi gerekir.

bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım: diyelim ki faulü yapan da maruz kalan da türk olsaydı ne olurdu? o zaman da zaten hakşinaslık ve tarafsızlık konusunda pek bir yerlerde sürünen ortalama türk futbol izleyicisi prototipinin serdedebileceği "ulan ermeniye mi vuruyorsun?" türünden bir ifrazat ortalarda dolaşacak ve halihazırda faşizm düşmanlığını istismar ederek faşizmin hasını yapan bünyeler bu söyleme gülüp geçecektiler tabii. ya da tam tersini düşünün balili ayman'a böyle bir faul yapsaydı ne olacaktı? "efendim ırkçılığı futbola karıştırmayın bu normal bir fauldür, hem ayman da çok kaşındı" türünden fecaatler ortalıkta dolaşacaktı değil mi? bakmayın sonundaki soru işaretine ben cevabın ne olduğunu gayet iyi biliyorum.

ee o halde adama sormazlar mı kardeşim, o faul pozisyonu esnasında herhangi bir siyasi tavrını ya da hareketini mi gördünüz de hemen kokuşmuş bir önyargıyla arap-yahudi savaşına çevirdiniz işi diye?