bu aralar az buçuk ilgilenmeye çalıştığım, çalıştıkça anlamadığım, anlamadıkça beni içine çeken varoluşçu felsefenin anladığım kadarına çok uygun düşen bir film bu.
varoluşçu felsefe, özetle, yaşamın doğum ve ölüm arasındaki bir beyhudelik olduğunu evvela kabul eden, cennetin ya da başka bir yaşantının var olmadığını, hayat denilen şeyin anlamsız bir sonsuz(bengi) dönüş ve tüm komplike ahlak normlarının birer ezberci doktrin olduğunu, bu şekilde yaşamanın 'yaşanmışlık' değil, alışkanlık hissi uyandıracağını ve evrensel yaşam perhizlerinin namümkünlüğünü, birer oyun olduklarını savlayan felsefedir. önce 'hiç'liği görmelidir yaratmak ve gerçeği yaşamak isteyen. ancak o zaman inşa edebilecektir hayatını. elbette zemine ve eldeki malzemeye uygun davranmak mecburiyetiyle... aksi yaratıcılık, filmde baş karakter phil'in erken uyanış sanrısıyla haykırdığı 'i am the god' cümlesi gibi havada kaybolur 'yarını' bulamadığı tekrar günlerin birinde.
phil'in hamuru bir hiçlikle yoğrulmaktadır hali hazırda. ama bu bilinci görmeksizin öylesine yaşar. köylülerin bu 'aptal sıçan günü'yle alay eder. kariyerine, hayatına, insanlara ya da herhangi bir şeye önem verip çabalamamaktadır ancak önemli bi ruhu olduğunu hissettirmeye çalışmaktadır hep. evet ruhu bir şeylerdir belki ama çalışmamaktadır işte ve insanlar bu eylenmemiş mükemmelliğine sadece kendisinin inanmasına anlam veremeyip ona uyuz olmaktadırlar. phil o harika ruhunu ortaya çıkaracağı bir gün için de hevesli değildir pek.
bir gün, tekrarlanan günlere düşer. haber yapmaya geldikleri kasabadan ayrılacakları akşam kar fırtınası çıkmıştır. ve ertesi gün ayrılmak üzere uyudukları her gecenin sabahı tekrar aynı güne uyanırlar. akşam yine kar fırtınası... bir tek phil farkındadır bu durumun. belki bu, bizim de anlamlı yaşanmışlıklar yaratmaya çalışmak adına yüzleşmemiz gerekmesine rağmen, anlamsız yaşanmışlıklarla -bazen de hiç yaşamadan- gizlemeye çalıştığımız anlamsız, kısır döngü günlerimizin somut olarak phil'in önüne konulmasıdır.
phil ezberden yaşar, sıkılır. eğlenmeye vurur, sıkılır. intihar eder, ertesi sabah uyanır, sıkılır. hiçbir şey yapmaz, sıkılır.
ve sonra, -belki birçoğumuzun beklediği- o kar fırtınasının birden ve kendiliğinden dineceği sabahı beklememeye karar verir phil. yaşar, yapar ve eder. ve hiç ummadığı bir sabah, kar fırtınası dinmiş, yarın olmuştur.