bugün

bir bilim adamının romanı

hocasını anlatan bir öğrencinin yazdığı biyografi.
hoca kim? mustafa inan. peki öğrenci kim? oğuz atay.

yorumları okudum ve gördüm ki oğuz atay okumaya tutunamayanlar ile başlayanlar genel olarak edebi açıdan biraz "eksik" bulmuş bu biyografik romanı. bak ne diyorum? "biyografik roman" diyorum. kıçını yırtsan da "gerçekten" yaşamış birini anlatıyorsun sonuçta daha ne kadar edebi olabilir ki? şimdi diceksiniz cahit arf (kitabın yazılmasını isteyen ve bu konuda atay'a ısmarlama yapan ünlü matematikçi) da beğenmemiş bu kitabı? ben de sana "ama sen cahit arf değilsin?" gibi küstahça bişey söyleyemem tabi ki ama şunu da bilmek gerekir ki kitap bir "sipariş", yani birazcık zorlama. hadi onu geçtim atay'ın istediği gibi yazamadığı bir eser bu bir de çünkü jale inan'ın (mustafa inan'ın eşi) yazma süresince atay'a çok karıştığı söylenir mesela. demem o ki yazarımıza bu kadar yüklenmemek gerek bence.

oğuz atay'ın ağzından kitabın tanıtımını alalım hemen : https://www.facebook.com/...o.php?v=10150137790253064
görüldüğü gibi kendi de sonuçtan pek memnun değil ama en azından hocasına karşı görevini yerine getirmenin rahatlığı da var bence ve olmalı.

tavsiyem şudur ki; hocalarınız arasında hani gerçek anlamda kıl olduğunuz veya "bu nasıl öğretmen olmuş?" dediğiniz varsa, bu kitabı alıp hediye etmeniz. belki şuralarda anlar kendi değerini : "bazi profesörler talebenin yüzüne hiç bakmazlar, anlamayan gözleri görmemek için."

çok kızdığı insanlar hakkında eşi jale hanımla konuşurken kullandığı -ona göre- en kötü cümle : "yahu jale düşünebiliyor musun, adam samimi değil." imiş, ben bu adamı çok sevdim.

söylemeden geçemem; özellikle "sonuç" kısmında insanı çok fena gaza getiren nasihatlere sahip bir eser.

ayrıca kitabı ve oğuz atay'ı az biraz anlatan bir link sunalım, şuradan alırsınız : http://internettv.meb.gov.tr/R310/R310_57.mp3