ilkçağda akli dengesizliklerin sebebinin kötü ruhlar olduğuna inanılırdı. Bunda olağanüstü güçler rol oynadığından, büyü ile kontrol altına alınmaya çalışılırdı. Ortaağda ise, şeytanın etkisine girdikleri düşünüldüğünden pek umursanmadılar. Acı veren metotlarla iyileştirilmeye çalışıldılar. Daha sonraki asırlarda benzeri rahatsızlıkların ahlaki çöküntüler nedeniyle yaşandığı düşünülmeye başlandığından, muameleler biraz daha insancıl hal aldı. hem bu devrede, psikiyatri ve psikoanalizin de gelişmesiyle, deyim yerindeyse delilere uygulanacak metodolojide çağ atlandı.