oral çelik

entry11 galeri
    4.
  1. hakkında genel olarak bilinen
    - derin devlet ile ilişkisi olduğu,
    - papa suiakastında adı geçtiği,
    - mafya ile ilişkisi olduğu yönündedir.

    benim de genel bilgim bu şekildedir. yani oral çelik derin devletin bir dönem kullandığı kişilerden biridir. kişi hakkında kısa bir araştırma yaptım ve en çok ilgimi çeken ise mahkemede verdiği ifade oldu. yorum yapmadan olduğu gibi ekliyorum. takdir okuyucunundur.

    http://www.geocities.com/...aleler/arsiv/sr18-a18.htm

    oral çelik 29.01.1997 tarihli ifadesinde;
    1959 malatya hekimhan dogumlu oldugunu, egitim enstitüsünü
    bitirdigini, 1980 öncesinde türkiyedeki sag-sol olaylarina
    katildigini, sagda milliyetçi kanatta yer aldigini, katilmadigi
    olaylarda kendisine isnat edilen suçlar oldugundan 12 eylül 1980'den
    sonra yurtdisina çiktigini, yurtdisina çikarken ayni görüsü paylayan
    insanlarin yardimini gördügünü, harun çelik adina düzenlenmis bir
    sahte pasaportla ve yalniz olarak türkiyeden ayrildigini, giderken
    tren yolculugu yaptigini, bulgaristan, yugoslavya, italya, isviçre
    yoluyla avusturyaya direk olarak vardigini, orada abdullah çatli ile
    bulustugunu, çatli'nin kendisinden 2-3 gün önce uçakla ingiltereye
    gittigini, ingiltereye alinmadigi için oradan avusturyaya geldigini,
    çatlinin hasan kurdoglu adina düzenlenmis sahte pasaportla
    türkiyeden ayrildigini, avusturyada oturma izni alabilmek için
    üniversitenin dil kursuna kayit olduklarini, yurtdisindaki akraba ve
    tanidiklarin yardimiyla geçindiklerini, papa olayi oldugu zaman
    avusturyadan fransaya geçtiklerini, papa isinde bir rolü olmadigini,
    ancak basinda isminin rolü varmis gibi geçtigini, fransaya
    geçtikleri tarihin 1982'nin son aylari oldugunu, fransada poitiers
    sehrinde ki üniversiteye çatli ve esi ile birlikte kayit
    yaptirdiklarini, çatli'nin esinin uçakla avusturya'ya oradan da
    isviçreye ve fransaya geldigini, oraya varinca herseyin türk milleti
    ve devletinin aleyhinde oldugunu gördüklerini, kendilerinin orada
    türkiye'nin turizm büyükelçisi gibi olduklarini, o sirada
    kendilerine türk devletinin milletinin aleyhinde çalisan mesela
    asala gibi örgütlerle mücadele edermisiniz, nasil ve ne takdiklerle
    mücadele edersiniz?" seklinde teklifler geldigini, bu teklifin
    devletimizin üst düzeydeki yetkililerinden geldigini, ancak onlarin
    ismini söyleyemeyecegini, bu teklifi alinca kendilerinin de,
    oralardaki devlet temsilcilerinin, diplomatlarin degil türklükle,
    insanlikla bagdasmayacak seyler yaptiklarini söyleyerek
    degistirilmesini istediklerini, kendilerine teklif getiren kisilerin
    "biz bunlari degistiremeyiz; bunlar bizim ülkemize mal olmus
    kisiler; fakat, bizim devletimiz ve milletimiz sözkonusu, ortada
    olan bu" dediklerini, o zaman da kendilerinin milliyetçi ve
    vatanseverler olarak bu teklifi gönüllü olarak kabul ettiklerini, bu
    arada suçsuz olarak cezaevinde yatan arkadaslari ve bazi taninmis
    politikacilarin serbest birakilmasini istediklerini ve olumlu cevap
    aldiklarini, bunun üzerine (12) kisilik bir liste verdiklerini, bu
    isimlerden birisinin mehmet irmak oldugunu, ancak bu 12 kisinin hiç
    birisinin bu islerden yararlanmadigini, bu teklifin kendilerine 1981
    yilinda kendilerinin fransada olduklari zaman yapildigini, aslinda
    bu tekliflerin o zaman avrupadaki türk federasyonundan tutun da
    herkese kadar yapildigini, en sonunda kendilerine çatli ile birlikte
    teklif geldigini, teklifi kabul ettikten sonra fransada (18),
    hollanda da (2), kanadada, amerikada, yugoslavya da beyrutta,
    yunanistanda, akla gelen pekçok eylem yaptiklarini, bu eylemleri
    oral çelik, abdullah çatli ve diger iki kisiden olusan (4) kisilik
    grubun yaptigi ya da yaptirdigini, bu arkadaslarindan birisinin
    mahkemeye geçtigini, gizli celse oldugunu, yaptiklarini orada
    anlatarak kendilerine, önceden söz verildigi gibi ceza indirimi
    uygulanmasini, yada kanuni takibattan muaf tutulmalarini istedigini,
    ancak taleplerinin kabul olmadigini, 10-12 sene mahkumiyet
    verildigini duydugunu, 4 arkadasinin da türkiye'ye döndügünü, onun
    cezasinin zaman asimina ugradigini, kendisine de yurt disinda
    yaptigi hizmetlerden dolayi kolaylik gösterilmedigini, yurda döner
    dönmez cezaevine kondugunu ve bos yere (4) ay hapis yattigini, yurt
    disinda oldugu yillarda bir kere 1983 yilinda yurda giris-çikis
    yaptigini, onun da istihbaratin kontrolü altinda gerçeklestigini,
    yurtdisinda olduklari sirada istedikleri pasaportu, istedikleri
    yerden alabildiklerini, türkiye konsolosunun da kendilerine pasaport
    verdigini; çünkü, türk basini ve türkiyedeki güya aydinlarin
    kendilerini ihbar etmeye basladiklarini, isviçrede yakalanan bir
    adamin kendilerinin eylemleri ile ilgili bilgiler verdigini, bu
    adamin nevzat bilican oldugunu, bu kisinin birgün isviçre polisine
    giderek yalan yere ben abdullah çatli, oral çelik, mehmet sener ile
    eroin isi yaptim dedigini, daha bir kaç isim daha söyledigini,
    kendilerinin ermenileri öldürdügünü söyledigini, isviçrenin durumu
    türkiye'ye bildirmesi üzerine türkiye'den ilgili kimselerin
    kendilerine-ki o zaman fransada çatli ile bir evde oturduklarini
    bildirdigini, kendilerinin de oradan kaçtiklarini, bunun üzerine
    türkiye-isviçre arasinda problem çiktigini, bu olayin 1984 yilinda
    cerayan ettigini. bunun üzerine türkiyeden bir devlet bakaninin
    isviçreye gelerek ortami yatistirdigini, mesut yilmaz'in da o sirada
    bakan oldugunu, daha sonralari da isviçrenin kendilerine (oral
    çelik, çatli ve arkadaslari) ambargo koydugunu, mesut yilmaz'in da
    disisleri bakani olarak kendileri için isviçre nezdinde tesebbüsleri
    oldugunu, duyumlarina göre mesut yilmaz'in çatli ile temasa geçerek
    bir kulube olan kumar borcunu sildirdigini, çatli'nin 1991 yilinda
    isviçreden hapisten kaçinca türkiyeye döndügünü, çatlinin bu
    mahkumiyetinin nevzat bilican iftirasi ile oldugunu, ayni davada
    kendisi ve mehmet sener'in de yargilandigini ve beraat ettiklerini,
    çünkü nevzat bilican'in daha sonra isviçre makamlarina giderek "ben
    yalan söyledim, ben pkk'yim, bunlar milliyetçi bana öyle ifade
    vermem söylendi bende öyle söylemistim. ben oral çelik ve çatli'yi
    tanimiyorum bile" dedigini. fransadaki mahkumiyetlerinin de ayni
    sekilde fransiz istihbaratinin yaptiklari faaliyetleri anlamasi
    üzerine hazirladigi düzmece bir senaryo ile oldugunu, kendilerinin
    katiyen eroin ile ugrasmadigini, eger ugrassalardi 100 gr degil 10
    ton eroin yükleyip satardik. çatli'nin isviçrede ceza evinden
    kaçmasinin da çok normal bir sey oldugunu, çünkü orada hüküm
    verildikten sonra mahkumlarin baska bir sehir ve cezaevine
    nakledildigini ve orada türkiyedeki yari açik cezaevi sartlarinin
    oldugunu, yani kolayca kaçilabildigini, isviçre cezaevlerindeki
    yabancilarin % 75'inin kaçtigini, buna isviçrenin belkide bilerek
    göz yumdugunu, böylece yabancilardan kurtuldugunu, kendileriyle
    ilgilenenlerden birisinin mete kod isimli üst düzey mit yetkilisi
    oldugunu ancak ismini vermeyecegini, m.ali agca ile fazla bir ilgisi
    olmadigini, agca'ya türkiyede hapisten kaçinca yardim ettigini,
    avrupaya yeni geldigi zamanda biraz yardim ettigini, onun disinda
    irtibati olmadigini, son zamanlarda çatli ile ilgili basinda yer
    alan iddialari çatli ile bagdastiramadigini, çatli'nin iyi, temiz,
    saf, politikadan anlamayan, sözünü söyleyen birisi oldugunu, böyle
    tiplerin de pek sevilmedigini, çatli'dan duyduguna göre mesut
    yilmaz'in kumar borcunu sildirme isi için çatli ile yilmaz
    belçika'da yüzyüze görüsmüsler. ayni yil çatli'nin, 85 yilina 2,5 ay
    kala yani 1984'ün 9. ayinda fransa hapise girdigini, kendisinin de
    fransada 86'nin 11. ayindan 93'ün 11. ayina kadar hapis yattigini
    ayrica (30) ayda fransada görülmemis sürgün cezasi verildigini, o
    sirada çatli'nin da isviçre cezaevinde oldugunu, meral çatli'nin
    kendisini cezaevinde ziyaret ettigini, 1986 yilinda fransa belçika
    sinirinda fransiz polisinin düzmece iddialari ile tutuklandiginda
    bedri ates kimligini kullandigini, çünkü; eger kendi ismini verseydi
    yaptiklari eylemlerinin ortaya çikacagini, belkide türkiye'ye zarari
    olabilecegini, o yüzden baska bir isim kullandigini, kendisini
    savunan avukatlarinin mhp'li olmasinin normal oldugunu, çünkü 80
    öncesinden tanidigi arkadaslari oldugunu, özer çiller ve mehmet agar
    ile hiç bir yerde ve hiçbir sekilde görüsmedigini, yurtdisinda
    bulunduklari sirada liderin çatli oldugunu, simdi çatli öldügü için
    kendisinin lider sayilabilecegini, çünkü yurtdisinda çatli ile ayni
    evi paylasip, ayni bardaktan su içtigini, yurtdisinda eylemler
    yaparken devletten sadece 10 bin dolar para aldiklarini, çatli yurda
    döndükten sonraki zamanlarda kendisinin fransa, italya ve içviçrede
    ayni suçtan cezaevinde oldugunu, çatli ile mektuplastiklarini,
    kendisi yurda dönünce çatli'nin kendisini ziyaret etmedigini, haber
    gönderdigini, bedri ates kimligi ile yakalandiginda pkk'liyim,
    pkk'ya hizmet ediyorum dedigini, çünkü kart alabilmek için ne
    yaparsan yap türkiye aleyhine bir sey yapmak gerektigini, çatli'nin
    1991 yilindaki anap kongresinde önce yildirim akbulut'u sonra mesut
    yilmaz'i destekledigini, yasar okuyan ve agah oktay'in çatli'yi iyi
    tanidiklarini, seçim zamani biz kahramaniz, asala'yi yok ettik, yok
    bilmem fransizlari söyle yaptik dediklerini, simdi ise çatli'yi
    kötülediklerini, kendilerinin mücadele ettikleri asala'nin belki 500
    militaninin oldugunu, fakat bütün ülkelerin istihbarat birimlerinin
    bunlara yardimci oldugunu, ...
    0 ...