hayatin gercegi

entry4 galeri
    ?.
  1. çoğunluğun ortak yaşantıları tecrübeleriyle oluşturulan genelgeçer hükümlerdir.

    mörfi* kanunlarıyla aynı karamsar tada sahip olduğu söylenebilir bu hükümlerin. siz kahvaltıda ekmeğinizi düşürdüğünüzde yağlı kısmı üste mi gelir* bilmem ama sanırım bu başlığa polyanna iyimserliğinden çok mörfi karamsarlığından bişeyler dökmek daha uygun olur.

    bu başlığı doldurmaya hiç bir sözlük yetmez belki! eşitsizlik? insanların deli gibi egolarını tatmin etme çabası? açgözlülük? ölüm? ihanet? savaş? geçim derdi? hangisinden başlasak???

    bunların hepsi bir yana, insanların güçlü olana* koşulsuz budalaca bağlanmaları koyuyor adama. kurtlar vadisinden giriş yapmayacağım buraya, çünkü sorun sadece televizyonda ki bir diziye hayran hayran bakan zihniyette değil! sorun daha gerçek, sorun daha canlı. sohbet ettiğiniz adamın ağzından çıkan "oranın adam kaldıranlarındandı kendisi, aynı zamanda kankam olur. pırlanta gibi insandır valla." demesiyle yada ne mal olduğunu bildiğiniz bir insanın adam bıçaklama hikayelerini, hiç beklemediğiniz bir kız arkadaşınızın ballandıra ballandıra anlatışını dinledikten sonra; aynı serviste gittiğiniz, -üniversitede okuyup da- amcasının eğlence merkezlerini nasıl haraca bağladığını, ne kadar büyük bir mafya olduğunu övünerek anlattığına tanık olduktan sonra; insanlığın "güce" ayırt etmeksizin ne kadar kolay hayran kaldığını farkettirerek aslında neyin doğru neyin yanlış olduğuna o kadar çok dikkat edilmediğini gösterir.

    hepimizin kafasına çocukluğundan beri ahlak, dürüstlük, namus, vatan sevgisi, alın teri, saygı, emek öğretilir ama bunlar aslında hiç bir işe yaramıyor. -artan bir hızla- bunlardan uzaklaşıyoruz. yozlaşma, kendini kayırma, bildiğini okuma düzenini görmek için yayılan şiddet özentiliğine değinmeye gerek bile yok. silaha, bıçağa dokunmadan bile nasıl işgüzarlaştığımızı günlük yaşantıdan görürsünüz. rüşvet alan memura "al babam al, hakkındır." diyen zihniyetten çok farklı değildir bu şiddet özentiliği aslında. cebini doldurmayı düşünen ya da bir şekilde işi görülsün diye rüşvet veren insan; mafyasına serserisine külhanbeyine özenen adamdan farklı değildir. ikisinde de "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" zihniyeti var. kendi canı yanmadan yanlışa ses çıkartmayan mantık var. ikisinde de dışarda ahlak zabıtalığı rolünü kesen kendi düzeninde cebini dolduran ya da işini gördüren(!) adam var.

    hayatın gerçeği herkesin bildiğini okuması mıdır ??

    ****
    0 ...