evrenin var oluşu, geçiş formları, evrim, tanrı, doğum, iyilik, kötülük, ölüm tüm bunları çok güzel bir anlatımla işleyen film.
suya sık sık değinilmiş ve su var oluşun, ana rahminin bir temsili gibi kullanılmış. mesela büyük çocuğun var olmaktaki pişmanlığını göle haykırması "neden doğdum ki" demesi ve suya, ana rahmine dönme arzusu buna örnek.
erkek çocuğun babasına "sadece beni seviyor" diye bağırması da oedipus kompleksini anımsattı.
çatı katı gibi bir yerde küçük çocuk bisikleti ile oynarken, çocuğa oranla dev gibi bir adamın onu izlemesi ise küçük bir çocuğun gözünden dünyayı işaret ediyordu bize.
ne kadar saf ve masumken bir "baba" nın bir çocuğu ne hale getirdiğini de görmüş olduk.
filmde sık sık kapılar ve geçişler vardı. bu dünya ve tanrı'nın yanı arasındaki bağlantılardı muhtemelen ki kamera da bir ara köprüye uzunca odaklandı.
annenin bu kadar saf ve masum olması "iyilik", babanın bu kadar katı ve sert olması ise "kötülük" ün dünyadaki sembolleriydi.