başka bir şâirin 1000 beyitlik tamamlanmamış eseri üzerine inşâ edilmiş olan bombastik eser. fârisilerle birlikte türkleri de (olumlu veyâ olumsuz) çok etkilemiş bir başyapıt.
iranlılara millî bilinç aşılamak, araplaşmayı önlemek ve iran'ın mâzisini müslüman olduktan sonra eski töresine hakâret edip küçümseyen (ona göre) araplaşmış iranlılara karşı savunmaktır. meâli şu: türkler eserin yazılmasında ve biçimlenmesinde (menfî dahi olsa) etken değil gibidir. buna rağmen eserin dâimî konusudurlar ve fârisilerden sonra en büyük rol turânilerin ve türklerindir. iranlıların eski kutsal kitabı avesta'da iyi-kötü mücâdelesi iran-turân çekişmesiyle sembolize edilir.
öncelikle, bu eserde türklere biçilen rol zannedildiği kadar menfî değildir. daha doğrusu, türkler (turâniler) gün-ay, gündüz-gece, iyi-kötü, arslan-kurt çekişmesiyle binâ edilmeye çalışılan millî bilincin dâimî (olumsuz) temsilcisidir. buna rağmen esas küçümsemeyi ve hakareti araplar yer. türklerin hâkanı afrâsiyab devirdaşı olan iran şâhı key kavûs'tan daa bile ve daha yiğittir. kezâ türklerden, her ne kadar sonunda iran kahramanlarına yenilseler bile, yiğit karakterler mevcuttur. türklerin güzelliği, fars edebiyâtına paralel bir şekilde, sıkça karşımıza çıkar.
meâlen, firdevsî iran (fârisiler) ve turân (türkler) arasında bir denge kuruyor. zerdüşt inancıyla da beslenen bu denge içindeki karşıtlığı, iranlılara bir milli bilinç aşılamak için kullanıyor. gazneli mahmut korkusuyla denge gözettiği iddiâsı akla yatkın gibi olsa da, korkuyla hiç alâkası yoktur. tam tersi, firdevsî için mahmut iran'ın kurtarıcısı ve turan'a (o dönem karahanlıların temsil ettiği) karşı yegâne savuncusudur. mahmut'un politikası bu minvalde iken, hint seferleri nedeniyle daha islâmi ve arap yanlısı tutuma kayması ikilinin arasını açan esas konudur.
firdevsî'nin türkleri turânilerle özdeşleştirmesi meselesine gelince, turânilerin türkler olup olmadığı bir kenara, firdevsî'nin yaşadığı dönemde böyle bir kanaatin hâkim olduğu biliniyor. kaynaklara çok sâdık davranan firdevsî bunu kabul etse de, bilinçsiz bir şekilde (özellikle) türklerle özdeşleştirmiş olduğu düşünülemez. türklerin hâkim olduğu bir zamanda böyle bir tutum yürek ister. fakat firdevsî'nin meselesi de zâten salt türk karşıtlığı değildir, iran'ın ve turân'ın sembolize ettiği değerlerin ve onların (ona göre) temsilcilerinin mücâdelesidir. şehnâme türk ve turânilere kindar olsa da, yazarının kendi görüşleri muallak olup muhtemelen o derecede değildir. tek sorunu her türlü kaynağa sâdık kalması, yazdığı karakterler üzerindne, türklere, araplara ve islâmiyete hakâret etmesidir. internet tarihçiliği bunların öcünü bir tevâtür ile almaya çalışmaktadır. emir timur'un şehnâme'den aldığı intikam muhtemelen kaba et tevâtürüdür.