bugün

gerici

"teşbihte hata olmaz" cümlesinin doğru içeriğine vakıf kişidir. teşbihte hata olmaz'ın; salla sallayabildiğin kadar, örneklendir, ilişkilendir demek olmadığını, benzetmede hata olmamalıdır, benzetilenin niteliği asıla zarar vememelidir manasına geldiğini bilir.

gerici içinde bulunduğu toplumda evvelce yaşanmış ve yadsınan gerçekleri bilen, mevcut düzenin arızalı varlığına ve tavrına çözüm olarak geçmişi ortaya koyup özlem duyan kişidir. sıklıkla bağnaz, yobaz ve ham yobaz ile karıştırılır. elindeki pozitifleri geçmişe uzanarak oraya dahil etmeye çalışan, çağdaşlaşmanın yoz getirisi materyallere kendisinin uğrayacağı çağa uygunsuzluk saldırısına rağmen hınç duyar. bu hıncın karşı tarafta etkisi kelime artırımına yol açar. gerici yobaz olur, örümcek kafalı yapılır, bağnazlıkla suçlanır.

gericiye fikri sorulmadan gerçekleştirilmiş tüm baskıcı modern uygulamalardan gereken verim elde edilemediğinde veya metod coğrafi uyumsuzluk gösterdiğinde yine gericiye yüklenilir. gerici pozisyonu itibariyle tüm suçların yıkılabileceği ve varlık sebebinin uğursuzluk dahi sayılacağı alanda ikamete zorlandığı halde, fatura ona kesilir.-fatura dedim aklıma geldi. digitürk kesilmişti, açtılar mı acaba? dün gece müşteri temsilcisine ulaşmak için 6.5 dakika uğraştım gericiliğin bir diğer tanımı da budur aslında-

gerici, statükonun kendisine bir alan oluşturup ve bu alanda hakaret kabul edilmesini sağlamış olan kelimenin muhatabıdır. zorunlu isimlendirilmeye maruz kalmış kişidir. bu bağlamda tarihi 1000 ya da 100 yıl olsun geçmişe heveslenen her birey gericidir.

siyasi/ideolojik fikri, dünya görüşü bu noktada önemli değildir. 1400 yıllık kur'an ı kerim'i dileyen kişi ile 125-130 yıllık das kapital'i isteyen arasında rejime göre pek bir fark yoktur. 125 ya da 1400 yıllık geçmişe sahip her şey geride kalmıştır ve savunucusu da gericidir. sabit fikirlidir, değişmez görüşlüdür, değişen görüşleri de sadece detayları kapsar. bu noktada iki görüş arasındaki kavram telaşından doğmuş olan karşılıklı sataşma niteliğindeki dogmatik saplantı ya da materyalist saplantı yaftalarının bir önemi yoktur.

gericilerin, değerlendirmelerini epistemoloji üzerinden yapan, bilgi nesneleri bağımlısı determinist yahut indeterminist olanları da mevcuttur. bir de çağdaşlık vardır ki gericiyi zıtlık prensibi sayesinde anlama kavuşturur. çağdaş var olmasa, görmesek, dokunmasak, duymasak kendisini ve test etmesek tasarruflarını, gericinin kıymetini bilemeyecektik asla. demek ki aydınlanma yolunda çağdaş olanın varlığı gericinin münevver mevkiye ulaşması için elzemdir.