çok kirli bir kitap, baştan sona argoyla yazılmış. böyle hayatlar olduğuna inanmak istemiyor insan. 140 sayfa, ağır roman.
...gece daha ceset soğumadan mezarın başında kolera'nın azgın gençleri derin nefesler alarak turlamaya başladılar. mahalleli hicranlı bir uykudayken, mezarı tırnaklarıyla köstebek gibi kazıp mitrayı dışarı çıkardılar. ölü mitranın üzerindeki kefeni özenle ve korkusuzca çıkarıp yere çarşaf yaptılar. dört kafadar sabahın ilk ışıkları çıkana kadar mitrayla önlü arkalı sağlı sollu seviştiler. mitra bir ara gözlerini açıp "aslanlarım benim size helal olsun" deyip tekrar gözlerini kapattı. azgın gençler sabah postasını da atıp mezarı kapattılar...
...gıli biraz sonra gelecek kalabalığın içinde doğuştan yetenekli gaftici çocukların olacağını bildiğinden taner'in cebini boşaltmayı uygun buldu. elini gafticilerden daha bir hünerle kolera canavarı'nın cebine sokan gıli, yağlı kağıda sarılmış bir pakedi, tespihi ve boşluğa sallayınca açılan şişleri çıkardı. taner'in cebinde beş kuruş para yoktu. yağlı kağıdı öylesine açan gıli, kaskatı kesildi. kokmuş bir et parçasını niye cebinde taşıdığına bir anlam veremeyen gıli, eti incelemeye alınca acı gerçeği anladı. puma zehra'nın cinsel organı, yani "elmas madeni" taner'in cebinden çıkmıştı! evet, kolera'da hayat bazı insanlar için inanılmaz sürprizlerle doluydu. bir mevzu yaşamadan temiz kalmak isteyen insanlar sürgülü kapılarının yanına bile yanaşmıyorlardı...