izledikten sonra neden insanlar şu soruyu kendine sormuyor diye düşündüğüm belgeseldir.
dinlere göre peygamberler, mitolojiden ve mısır tanrıçalarından önce de varlardı. ibrahim'in hanif dinine inanan insanlar peygamberlik, şeytan, günah, ibadet gibi kavramları zaten yüzyıllardır biliyorlar, duyuyorlar ve onlara göre yaşıyorlardı. kurban kesiyorlar, destanlarında peygamberlerin kutsal kitaplarındaki hikayelerine benzer konular işliyorlardı. yani peygamberler vardı, sonra mitoloji ve destanlar ortaya çıkınca, onların anlattığı kavramlar bunlara karıştı. daha sonra kitap indirilen peygamberler, tüm inançları doğru bir boyutta derleyip bir kez daha insanlığı sundu.
bu durumda kutsal kitaplarda anlatılan günah, cin, melek, ibadet gibi kavramların mitolojidekiler ile benzer yönlerinin olması neden sizi şaşırtıyor? yahut neden bunlar dinleri, mitten alıntı yapsın? mitler dinden alıntı olamaz mı?
roma'da sezar'ın öldürülüşünün üzerine (m.ö 44) ve kudüs'te o dönem hz.isa'ya mal edilen "sezarın hakkı sezara" sözünün yayılışı, hristiyanlık dalgasının sadece 200-300 yılda roma imparatorluğunu sarışı düşünülürse, hz.isa'nın yaşamamış olması da pek mantıksız bir hikaye halini alıyor.
yaşamamış, varolmamış bir insana inanan yüzbinlerce romalı, birileri 3000 yıl önceki horus'u derleyip jesus diye anlatıyor ve ne hikmetse sadece nasıra, beytüllahim ve kudüs çevresinde yayılan bir din tüm avrupayı sarıyor. üstelik bu inanç sadece 200 yılda yayılıyor, kusura bakmayın mantıklı değil.