bugün

en yakın arkadaşın evlenmesi

şu an bu yazıyı kuaförden çıkmış tipik türk kızı edasıyla yazıyorum. saçlarım bozulmasın diye boyun fıtığı olmamın yanı sıra, suratımda taşıyamadığım kadar fazla makyaj olması da canımı sıkmıyor değil. bir de takma kirpik mevzusu var ki ilk ve son deneyimim oldu. neyse konu bu değil.

henüz idrakine varamadım büyümüş olduğumuzun. muhtemelen o evlenene dek de farkına varamayacağım. ilk adım diye adlandırılan söz merasiminin hazırlıkları bunlar. hoş sadece ben değil, o da farkında değil ne yaptığının. kuafördeyken ara ara gözüm takıldı ya da bilerek izledim onu bilemiyorum. alık alık bakıyordu etrafına ve hiçbir zaman sahip olmadığı kapris huyuna bugün bile sahip değildi. aksine sanki gelin olan o değilmiş gibi ha bire çevresiyle ilgileniyordu. ben suratımdaki 3 kilo makyaja dehşet içinde bakarken, benimle ilgileniyor kuaföre komutlar veriyordu.

-bu böyle olmadı. arkadaşımın istediği tam olarak bu değildi. şuradan ayırsanız daha iyi olacak. yok öyle değil şöyle. beğendin mi? beğenmediysen değiştirelim. bekleriz vaktimiz var daha.

bunları benim söylemem gerekirdi zira gelin olan oydu. ancak fıtratında vardı ilgilenmek, yardımcı olmak. aksini yapamıyordu "gelin" dahi olsa...

berbat bir gece geçirmiş ona anlatmamıştım. sevgiliden ayrıldım mı ayrılmaya mı karar verdim tam bilemiyorum şimdi. karışık her şey. bulanık ya da. anlatmadım ama o anladı. anlatmak zorunda kaldım ben de. o koşturmacanın arasında benimle ilgilenip dinlemek için ekstra çaba harcadı. dedim ya fıtratı...

tam 21 yıl öncesinde tanıdım onu. ikimiz de mavi önlüklerin içinde kaybolmuş "la şimci bizi kim sikecek olummm" diye ürkek bakışlar fırlatırken okulda. 21 yıl sonra aynı bakışlara sahiptik bugün konumumuz farklı olsa da. ağlamayacağım lan niye ağlayayım ki. en azından bugün tutmam gerek kendimi. hem evlense de biz yine kopmayız değil mi?

hayatımda çok az insanın kalbinin temizliğinden emin oldum. çok az insana tereddütsüz "iyi" sıfatını layık gördüm. değişmez, değişmeyiz değil mi?

birbirimizin yüzüne bakıp söyleyemediğimiz o kadar çok şey var ki geçmişte kalan. o kadar çok çaba harcadık ki ayağa kalkabilmek için. birimiz sendelese diğeri dik durdu ki, aynı anda çökmeyelim. çökersek kaldıracak üçüncü bir kişi olmayacaktı zira. ben çok fazla dua etmem, kibirden midir utancımdan mı bilmem. ancak bugün saçımdaki o koca aletlerle savaşırken dua ettim en içten halimle. allah en az 21 yıl daha ayırmasın bizi. sendelersem tutarsın sen beni...