bugün

bukalemundan mektuplar

çok para kazandım.

çok az para kazandım.

ekmeğimizin olmadığı, okula aç gittiğim, aç döndüğüm, akşamları çorba içtiğim, sabahları yine yoksullukla kahvaltı ettiğim günlere göre çok para kazandım. edebiyat öğretmenimizin, sınıf arkadaşlarının bir birlerine roman alabilmesi için topladığı 5 tl'yi denkleştiremediğimiz için utancımdan 10 gün okula gitmediğim günlere göre param çok. kömür alamadığımızdan annemin fırını ile ısındığımız, ayakkabı alamadığımızdan yağmur yağınca üşüyen ayaklarım olduğu günlere göre zenginim. artık milyarlarım var. giymediğim giysilerim, yemediğim yemeklerim, evde olmasam bile yanan kaloriferim var. harcayamadığım param var. sikimde değil! sorularım var..

ya gönlüm?

gönlüm ne kadar kazandı bunca zamanda. daha da önemlisi ne kazandı? masumiyetim, iyiliğim, inançlarıma ne oldu? göz yaşlarım nereye gitti? korkularıma ne oldu, yaşama sevincim mutlu mu, ben mutlu muyum? onca emeğime, çalışmama, alın terime, çabama dönüp bakıyorum da şimdi, ne işe yaradı? daha iyi bir birey olmadım, olamadım ya da izin vermediler.

yalnızlık mazoşist bir var oluştur. yalnızlıktan çektiğim çileyi hiç bir şeyden çekmedim ve yalnızlık kadar kimse mutlu etmedi beni. yalnızlık sevgilim olsa, su göremeyecek kırmızı gül tohumları hediye ederdim.

bir boka yaramadı adam olmak, okumak, iş sahibi olmak, para kazanmak, saygı görmek. bir boka yaramadı çoğunun hayallerinde göremeyeceklerine sahip olmak. bir boka yaramadı bilinçli, kültürlü, her şeyin farkında ve ahlaklı olmak. ahlağı, sikimin fotoğrafını çekip telefonumdaki her hangibir kıza göndermeyişim, şekline tanımlayan bir toplumun üyesi olmaktan gurur duymuyorum.

artık doluya koysam olmuyor. içtiğim alkol de yetmiyor. şiir yazamıyorum, düz yazılarım yetersiz, ben yetersiz, hayat yetersiz. duygularımı geri istiyorum diyorum bana gülüyorlar. anlaşılamamak yoruyor, zaman acımıyor, yaşlanıyorum ve ağlayamıyorum. yarın yine işe gideceğim, toplumun gereksiz ihtiyaçlarını gidereceğim, insanlar bir birine gülerken içlerinden sövecek, kibarlık içeren cümleler sadece gerekli oldukları için kurulacak, hükümet aç olan toplumu zengin gibi gösterecek, mermiler çocukların üzerine yağacak, ölüm hak etmeyeni bulacak, kadınlar tecavüze uğrayacak, haberlerde sadece gösterilmek isteneni göreceğiz, bir kitabın bir sayfasını bile okumayan milyonlar nefes almaya devam edecek, rüşvetler alınacak, medya susacak ve biz, sen, en acısı da ben susacağım ve sunulanı yaşamaya devam edeceğim.

yarın yine gelecek ve ben yine bir birinden tutarsız paragrafları karalamaya devam edeceğim. bütünlükten uzak, amaçsız, virane ve gösteriş çabasına girmiş ama hiç bir bok olamamış cümlelerimde bir iki bilinçsizin dikkatini çekmeye çalışacağım. ama kimse dikkatini bana vermeyecek. çünkü ben değersiz, gereksiz, yetersizim. sikeyim.

"bakarız", "bir ara yaparız", "abi o kolay ya hallederiz", "olm kesin yapıcam yaee" günümüz özdeyişlerinin kurbanlarının ortasında hayatıma yön vermeye devam edeceğim. "yarın yaparım" öteki bir yarını beklemeye mahkum olacak. uykunun esiri, hareketsiz bedenlerin en yakın dostu kalacağım. gelecekten, geçmişime baktığımda bir bok göremeyeceğim. bıraktığım izler, karda yürüyen bir adamın izlerinden farklı olmayacak. öldüğümde, yokluğum en fazla bir gün hissedilecek, ikinci gün bir anı olacağım, üçüncü gün ise çekyatın altında unutulmuş değersiz bir eşyadan farkım kalmayacak.

sarılacak yer alıyorum. bulamıyorum amına koyim...