bugün

aşk acısı

herkesin farklı şekillerde yaşadığı, ifadelerin hep değiştiği, yanına yapıştırılan geçecek kelimesiyle geçmediğini en iyi bildiğim şey.
milyarlarca insan, milyonlarca kalbi kırık insan, binlerce sevme şekli.
gün geliyor öyle biri oluyor ki o zamana kadar bulamadığın huzru tatıyorsun. karşılıklı sevmenin güzelliğinden dünyanız yumuşacık küçücük bir buluta dönüşüyor.
bitiyor;
içindeki boşluğa bazen acı diyip genelleştiriyorsun, benim için kocaman bir eksiklik oluyor. etrafınızdaki insanların kendi ilişkilerinden çıkarımlar yaparak binlerce öğütler sunuyor. kimisi yanınızda durmayı istiyor, kimisi ne yaşadığınızı daha anlayamadan bildiği bir kaç genel geçer şey söylüyor size. hiçbirini işitmeye dayanılmıyor. ne unut, ne geçer gider, ne sevseydi bırakıp gitmezdi diyişleri duymak istemez oluyor insan.
ben ne unutmayı seçtim, ne de geçip gitmesini seçtim. beni sevmediğini düşünmemeye çalıştım. düşünmekten alamıyorum kendimi, bunca insan nasıl oluyor da ne hissetiğimi hiç anlayamaz, hiç sevmemiş olamazlar diyorum. sanırım sadece bu kadar doğru olduğunu inandıklarını birini sevmemişler diye düşünmekten başka çarem kalmıyor.
başta dağa taşa haykırmak geliyor, ne kadar çok sevdiğimi. kendimi asla unutacaksınla avutmayı sevemedim. unutmayı seçmeyi sevmediğimdendir belkide. her gece kendimle tek kaldığımda bir gün gelirse o sevdiği elbisemi giyip, saçlarımı istediği gibi toplayıp nasıl yanına koşacağımı düşünüyorum. uykulara dalıyorum bazen ellerimi boynuna doluyorum, bazen deliler gibi terk ediliyorum rüyalarımda.
yanlış giden hiçbir şey yoktu, yük ağır gelmişti ona gitme diyememiştim. her sabah uyandığımda onun için güzel bir gün diliyorum, her gece uyumadan önce ahmet kaya dinleyip özleminden dört dönmesini diliyorum.
daha içimden dökülecek yüzlerce satır var ama devam etmesi bile zor geliyor, iyi geceler.