Alp Zeki Heper: Cenevrede hukuk okurken yarım bırakıp Fransa'da IDHEC yüksek sinema bilimleri okulundan mezun oldu.
Çağan Irmak: Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulundan mezun oldu.
Engin Ayça: italya "Dell'Opinione Publicca" ve "Centro Sperimentale Di Cinematografica" okullarında film yönetmenliği eğitimi gördü.
Fatih Akın: Hambur Güzel Sanatlar Akademisi'nde sinema eğitimi gördü.
Ferzan Özpetek: Roma Sapienza üniv.de Sinema tarihi, Navona Sanat ve Kostüm Dramatik Sanatlar Akademisinde tiyatro yönetmenliği eğitimleri gördü.
Gani Müjde: Mimar Sinan Sinema Tv mezunu.
Kutluğ Ataman: Mimar Sinan Sinema Tv mezunu. Fransa Sorbonne üniv. de sinema öğrenimi gördü.
Mahinur Ergün: Ankara Basın Yüksekokulu Sinema Tv mezunu.
Muammer Özer: Finlandiya da sinema eğitimi aldı.
Nuri Bilge Ceylan: Boğaziçi Elektrik mühendisliği mezunu. Mimar sinan üniv. sinema tv bölümünde 2 yıl sinema eğitimi gördü.
Osman Sınav: istanbul Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü ve Sinema tv Enstitüsü mezunu.
Ömer Kavur: Fransada sosyoloji, gazetecilik ve sinema eğitimi gördükten sonra Sorbonne Üniversitesi sinema tarihi bölümünde master yaptı.
Ömer Uğur: izmir Güzel Sanatlar akademisi sinema bölümü mezunu.
Reha Erdem: Boğaziçi Tarih bölümünü bitirdikten sonra Paris üniversitesi Sinema bölümünü bitirdi.
Semih Kaplanoğlu: Dokuz Eylül güzel sanatlar fak. Sinema Tv mezunu.
Semir Aslanyürek: SSCB Devlet Sinema Enst. Film Yönetmenliği Fakültesi Oyunculuk Film Yönetimi bölümünde lisan ve yüksek lisans mezunu. mimar Sinan Üniv. Sosyal Bilimler Enst.de Sinema-Tv bölümünden doçentlik sertifikası aldı.
Tevfik Başer: Londra'da sinema eğitimi gördükten sonra Hamburg Güzel Sanatlar Akademisi Sinema bölümünden mezun oldu.
Barış Pirhasan demiş ki:
okul, bir kere kendini dahi olarak görmeyenler için iyi bir yerdir. Dahi olduğuna sonsuz inancı olan gençlerin bunu yapması çok abes. çünkü öyle olunca hem okulun düzenini bozuyorlar hem de bir vakit kaybı. ancak parasızdır, okulda da bir iki film yapacak para veriyorlardır. (amerika'da, ingiltere'de öyle okullar var) o zaman bir kurnazlık biçimi olarak bir dahi de oraya gidebilir. Ama zaten o kadar müthiş şeyler yapabilecekse okulda harcayacağı 3-4 yıl bir zaman kaybı.
Okul insana vakit kazandırabiliyorsa iyi. bu işi seviyorum, yatkınlığım da var, zekam, dünyam ve dilbilgim, duyarlılığım da bu işe yeterli, en önemlisi de içimde gerçekten bir söz söyleme, insanlarla bir sır paylaşmaya dair çok güçlü bir istek var diyorsanız gerek yok.
piyasada hata yapamazsınız. piyasada bir işi önce çırak olarak yapmak zorundasınız. yaptırmazlar o işi. eline bakarsınız, çay götürürsünüz, yer süpürürsünüz. yaptırmaya başlattıkları anda her yaptığınız hata için ya iş kaybedersiniz ya aşağılanırsınız. çünkü hiç kimsenin size o işi öğretmek gibi bir derdi yoktur. o işi bileni isterler.
okul size hata yapma imkanı sağlıyorsa bu çok değerli bir şeydir. "vay bunu yaptı, kimse beğenmedi, bir daha bu herif yapmasın" gibi bir kaygı olmadan eğer kafanızdakini istediğiniz gibi, en cesur biçimde gerçekleştirmeye çalışıyorsanız ve çuvallıyorsanız bu büyük bir lüks. okulun böyle bir faydası var.