Bir saat sonra şuradan tertemiz sokağa
akar herbirinizden sarkık yağlarınız sizin,
ben kaç kutu şiir saçtım önünüze oysa,
ben - mücevher sözler savurganı ve mirasyedisi.
işte siz, bey, bıyıklarınızda lahana parçası
bir yerlerde doymadığınız, bitirmediğiniz çorba tasından;
işte siz, bayan, teninizde yoğun fondöten beyazı,
bir istiridye gibi bakıyorsunuz eşyanın kavkısından.
Hepiniz şair yüreğinin kelebeğine
galoşlu ve galoşsuz tırmanırsınız, pis.
Kalabalığınız hayvanlasın sürtünecektir birbirine,
kabarır ayaklan üstünde yüz kafalı bit.
Bense, ben, kaba Hun, bugün
önünüzde kırıtmam sizin - kırıtmadığımdan gayrı -
basarım kahkahayı ve tükürürüm
türkürürüm suratınıza sizin
ben - mücevher sözler mirasyedisi ve savurganı.