filler ve kürt sorunu fıkrasından yola çıkarak değinebileceğiniz bir konudur. şöyle ki...
sözlükte her geçen gün bir yenisi görülen kürt-türk tartışmaları artık sıkıntılı bir durum arz etmektedir. adamın teki * dedi bir zaman "kardeşim, sorun kürt-türk sorunu değildir. sorun, etnik köken üzerinden siyaset yapmaktır" diye. birileri nereden buluyor, nasıl başarıyor bilinmez ama sözlükte neredeyse her gün benzer konularda yeni başlıklar açılıyor. şehit cenazeleri ve şehitlik üzerine yorumlar, kürtçe konuşan-kürt kültürünü yaşayan insanlara yönelik eleştiri, * öcalan ve kürt hareketi liderlerine göndermeler yapan başıklar bu işin bir yanı. bir de diğer yanı var...
şehitler üzerinden siyaset yapacaksan başkaları da yapar, ırk üzerinden yapacaksan başkaları da yapar, birinin bu tür konularda "öteki" durumuna düşürürsen o da sana aynısını yapar. ve anlamsız tartışmalar sürüp gider. bir adım olsun ilerlenir mi? hayır. çünkü bunları tartışırken kimsenin amacı yeni bir şey öğrenmek değildir, sadece mikrofona bağırmaktır.
bugün almanya'daki kürtlerin düzenlediği bir festivalde bulundum. kim olarak mı? bir kürt, türk veya asyalı? zerre umrumda olmaz, gidip görmek için oradaydım. durumun ne olduğunu görmek için. ve belki bir ipucu olur diye diyorum; berbat bir durum vardı. beni oradaki insanlara ( veya herhangi bir yerdeki) bağlayan veya onlardan ayıran şeyin kan olmayacağını bir sefer daha irkilerek gördüm, anladım. değişik sebepleri var, merak eden olursa anlatılır tabi.
diyeceğim o ki, gönül bağıdır insanları bir araya getirebilecek şey... akıl bağıdır, duygudaşlıktır. siyaset de yapılsın, birileri birilerini yeri geldikçe yerden yere de vursun. ama bunu "sen kürtsün, ben türküm"(veya tam tersi) şeklinde değil; "iyisiyle kötüsüyle sen busun, ben de bu" diyerek yapsın. ankara'nın ötesine geçmiş, kuzey ırak'a gitmiş biri de çıksın desin ki "kardeşim, kürtler bu işi beceremez, devlet kuramaz. çünkü (atıyorum...) kuzey ırak'taki-türkiye'deki-iran'daki insan aynı insan değil." veya "eyvallah, davalarını bu kadar götürmüşler ama savundukları şeyin içi şu sebepten boş" desin biri. bakalım hangi babayiğit kalkıp cevap verecek.(belki de verecek, bilinmez tabi.)