alışmak

entry161 galeri video2
    63.
  1. eğer ki göz yaşlarımı bu ülke kadar akıtabilseydim, tek bir damlasına acımadan bütün kinimi kusarak akıtırdım. ülkede tek bir insanın hayatta kalmadığını bilene kadar. nuhun gemisinin bile dayanamayacağı bir şekilde ağlardım...

    bugün 14 nisan. genç bir kızın bir bakandan daha doğrusu bir insandan yardım isteyip de dilencikonumuna düştüğü gün. o kadar sinirliyim ki, parmaklarım sayfalarca küfürü korkmadan yazma gücüne sahip, tek bir harfinde bile titremeden... şuan öyle sinirliyim ve çaresizim ki göz yaşlarımı içime mi yoksa gökyüzüne mi akıtacağımı sapıtmış durumdayım, yoksa olmayacağını bile bile bütün insanlığı göz yaşlarımın içinde boğmaya çalışıp deli olduğumu bir kez daha kanıtlasam mı?

    sadece susuyorum, susup tepki vermemek de bir eylemdir. ama monitör karşısında, renklere bakmak aptalca, ya da eve ekmek götürüp, 3 kuruşluk maaşıyla ailesinin küçük ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan insanlara karşı susmak anlamsız. insanlığa karşı tepki göstermesem insan olduğumu unutur muyum acaba? eğer ki böyle bir şey mümkünse ki mümkün görünüyor, bunu yaparım. artık çaresizliğim içimde bir diken gibi büyüyüp ruhumu aptal bedenimde köşeye sıkıştırıyor.

    platon tasarladığı ütopyada devletin başında filozofların olmasını söylüyor. ben de diyorum ki yok, o kadar da ütopyaya gerek yok, sadece insan olsunlar yeter.



    videoda 1.46 saniyeden itibaren bakan olayların önemine henüz vardığını basına açıklamaya çalışıyor. sonra vali bey yardımcı olur diyip o sırada vali bey! in araya girip ''üniversite okuyormuş, tabi biz ona yardımcı oluruz, destekleriz..'' diyor.

    söz meclisten dışarı ama herkesin gözünden uzak bir yerde deri koltuğuna taşşaklarını yaymış şekilde oturup maaşını beklerken, senden kimse bir şey bekleyemez.

    alıştık nasıl olsa, çaresizlik içinde boğup ölen kimseleri görmeye. alışmak böyle bir şey işte.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük