bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

pek takılmıyordum olanlara, nedense çok garip bir şekilde soğukkanlılığımı koruyordum, bir sakinlik umursamazlık vardı üzerimde. taa ki askere gideceğini öğrenene kadar. halbu ki biliyordum bunu ama nedense neresi olduğunu öğrenince ve gitme vaktinin de yaklaştığını kısacası işin ciddiyetini kavrayınca dank etti kafama sanırım bazı şeyler. kötü oldum ne yalan söyleyeyim oturup ağlamak istedim. batıda bir yere ve kısa dönemliğine gidiyor olman içimi rahatlatsa da yine de bir garip oldum işte. olanlar falan aklımdan geçti ve onca zamandan sonra ilk defa ciddi anlamda sızlattı içimi. olayların ilk sıcaklığıyla anlamıyorum sanırım bende bıraktıkları hisleri. ne zaman ki üzerinden zaman geçiyor, olay sıcaklığını kaybediyor işte o zaman farkediyorum aslında ne kadar değer verdiğimi ve üzüldüğümü. yine öyle oldu. sanırım ben bir öküzüm. ya da burda da yazan bir arkadaşımın da dediği gibi tam anlamıyla "duygusal bir öküz"üm. *
neyse lafın kısası şimdi askere gidiyorsun ve ben seninle konuşmayı çok istiyorum. ne bileyim askerlik bu işte, gitmeden önce son bir kez daha konuşmak isterdim ama bu çok anlamsız olur dimi? hele ki son olaylardan sonra. üzüldüm işte, işin özü bu. sağ salim git, sağ salim gel. bilmesen de iyi dileklerim hep seninle. sevgiyle kal, hoşçakal..