öncelikle (bkz: salt usun eleştirisi)
a priori tecrübeden uzaktır. tanrının varlığına inanmak ya da inanmamak için ' tecrübe etmiş olmak' gerekmez.
pratik us gibi duygulardan bağımsız bu kavram, metafiziksel olguları tanımlamak için kullanılabilir. metafiziğin ispatı mümkün olmadığı için, kafada kurulan olguların kendine dayandıkları düşünülen ( tanrı, özgürlük, ölümsüzlük.. ) şeylerde a priori durum söz konusudur diyebiliriz.
tanrıya inanıp inanmamak kişinin özgürlüğüdür. kişinin kendi düşüncelerini, bir merkeze bağlı mı kurduğu yoksa, düşüncelerinde tamamen özgür mü olduğu ( yanlış bile olsa) özgürlük konusuna girer.
kişinin benliğini sonsuza kadar sürdüreceğine duyduğu inanç da tecrübe edilemez. yani kişi, öldükten sonra ruh olarak devam mı edecektir varlığına? bunu ve ölümsüzlüğe duyulan inancı temsil edebilir.