bu "kapalı" ortamlarda, kışla veletlerinin vatani görevini yapan erler ile muhabete girmeleri veya tartışmaları, komik derecede ucuz fiyata alınan hizmetler sayesinde yapay bir sınıf atlatma sendromu yaşamaları, babalarının üstleri ile ilişkilerini gözlemlemeleri, arkadaşları arasında rütbe ve hizmet sınıfı kıyası yapmaları kaçınılmazdır.
bu yazı; subay çocuğu bir arkadaşımın çocukluğuna dair anlattığı bir anısını hatırlattı...
arkadaşım, 6-7 yaşlarında. bir gün lojmanda diğer subay çocuklarıyla oynarken, yanlarına 4-5 kişiden oluşan aynı yaşlarda bir çocuk grubu yaklaşır. ve arkadaşımın grubuna "sizi pisss subay çocukları, şimdi göstericez gününüzü size" diyip girişirler. arkadaşım neye uğradıklarını şaşırmıştır. "ya ne vuruyorsunuz" diye sorduklarında da girişen grup; babalarının astsubay olduğunu ve subay çocuklarının kendi yerlerinde oynadıklarını, astsubay çocuğu oldukları için rütbe farkıyla asıl orada oynaması gerekenin kendileri olduklarını söylemiş. bizim arkadaş ve grubu da ağlaya ağlaya evlerine gitmişler. babaları üst baş pis, ağlayan çocuklarını gördüklerinde ne olduğunu sormuş elbette. benim arkadaşımın aynen cevabı şu olmuş:
" baba ya, biraz daha çalışıp niye astsubay olmadın, böhüüü, dayak yedik astsubay çocuklarından"
eh çocuk aklı. ast-solist 'den yapma bir çıkarımla astsubayın rütbesini subayın rütbesinin üstünde sanıyor. arkadaşımın babası, anlatmış elbette asıl durumu. arkadaşım komik bir deneyimle rütbeleri öğrenmiş olmuş böylece.