düyanın her yerinde sosyalistler parlamenter demokrasi ve sınıf mücadelesi gibi dandik kurum veya kavramları ülkedeki milli bütünlüğü bozmak amacı ile kullanır. zaten tüm ülkelerin sosyalistlerine baktığınızda genelde o ülkenin asli unsuru olmayan tiplerden çıkar. mesela yunanistan komünistlerinin çoğu türk veya arnavuttur. gibi... bunu iyi sezen zamane entelektüelleri hala kimi partiler ve illegal devrimci gruplar tarafından savunulan bu sistemi geliştirmişler, iyi de yapmışlar.
sınıf mücadelesi kavramını reddedip sınıflar arası işbirliğini öngören korporatizmin biraz dayatmacı olduğu doğrudur. işçiler ve işverenler korporasyon denilen gruplarda bir araya getirilirler. her iş sahasının ayrı bir korporasyonu vardır.- bu bakımdan loncalara benzetebiliriz.- her türlü sorun, devlet gözetiminde burada halledilir. devletin sürekli üretime ihtiyacı olduğu için, işçileri ezmesi gibi bir durum söz konusu değildir. bu sosyalistlerin destekçi bulmak için attıkları palavralardan biridir. korporatif sistemde işçilerin grev hakkı yoktur, fakat örnekler göstermiştir ki grev hakkı olan işçilerden daha fazla imkana sahip olmuşlardı uygulandığı yerlerde. basit bir örnek; nazi almanyasında hitler, tüm alman işçilerine ülkelerinin tüm şehirlerini gezdirmiştir, sırf onlar vatanlarının güzelliklerini anlasınlar ve daha iştahla bağlansınlar diye.
sonuç itibariyle korporatif sistem ülkemizde uygulansa; hem ülkemizi kalkındıracak, hem sosyalistlerin ülke bütünlüğünü bozacak zırvalarla ortada dolaşmalarını engellenecek, hem de işçiler dünyadaki sınıfdaşlarından çok daha mutlu ve huzurlu olacaktır. ama bunların hiçbiri demokrasinin olduğu bir ortamda ol-a-mayacaktır.