bugün

çağdaş hukukçular derneği

sivil darbenin yeni gözdesi olan dernektir. ve şu an oldukça traji komik olaylar da yaşanmaktadır. buna en güzel örnek hiçbir ön hazırlığı olmayan, soruları emniyetten alan savcı grubunun sorgulaması sırasında yaşanmıştır. bu kısımdan sonrasını direkt ilk ağızdan alıntı yapsam çok daha anlaşılır olacak...

"Bazı savcılar önlerine konulmuş soruları sorarken ne kadar saçma olduğunu fark edip 'neyse geçelim bunu' dedikleri oldu. Bunlardan biri avukat arkadaşımız Şükriye Erden'in sorgusunda yaşandı. Savcı Şükriye Erden ile bir müvekkili arasında geçen telefon görüşmesinin tapesini okuyor, soru en sonda. Müvekkil Erden'in bürosuna avukatlık ücretini yatırmış ve telefonda şöyle diyor: 'Şükriye hanım emaneti bıraktım.' Şükriye hanım bu sözden rahatsız oluyor, 'yani parayı mı bıraktın' diye üsteliyor. Müvekkili kendinden çok emin, 'Boşver emanet işte' diye konuşmayı sürdürünce, Şükriye hanım sözünü kesip, 'bak' diyor: 'Bir gün bu konuşma salak bir savcının önüne gelir, beni suçlayabileceği bir delil bulduğunu sanarak telefonda bahsi geçen emanet nedir diye sorar.' Savcı, tapenin saçmalığını okurken fark etti ve 'neyse bunu da geçelim' diyerek sorusunu sormaktan vazgeçti."

yine anlaşılacağı gibi bir ton saçmalık, boş atıp dolu tutma çabaları. hadi emniyetteki bu işi örgütleyenlerin zihin geriliğini anladık. gerek balyoz gerek ergenekon ve hiçbir sonuca ulaşmıyacağı belli olup birleştirilen diğer davalar da olmak üzere. ama bu savcılar niye bu durumda. bu neyin korkusu, neyin hırsı. ama bekliyorum ki gün elecek o dış güçler dediğimiz, hükümetten sıkılıp, bu şekilde iç örgütsel eminiyeti, savcılara yedirtecek. ki bunun sinyalini daha önceden aba altından sopa gösterir bir biçimde yapmıştı. şimdi niye yapmasın...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar