özellikle kafede otururken watanabe'nin yaşamının geri kalanını anlamlandırmak için aklına o fikir düştüğünde aşağıdan "iyi ki doğdun" nağmelerinin coşkuyla söylendiği sahne unutulmazdır. oradaki tüm insanlar bilmeden kahramanımızın yeniden doğuşunu kutlamışlardır.
film hümanizm odaklı anlatımı ve kusursuz bürokrasi eleştirisiyle unutulmazdır. fakat benim aklımı bu tip kült filmlerde, karakterin dönüşümü durumu kurcalıyor. pekala biz watanabe için "madem bu kadar onurlu ve iyi bir insandı neden işini yapmak için kanser olmayı bekledi" diyebiliriz. bu filmde nispeten dönüşüm daha yavaş olsa da, inandırıcılık konusunda başarısı azalıyor. buna benzer bir durum american history x filminde de mevcut. kahramanın doğruyu bulması için başına akıl almaz bir olay geliyor ve böylece kötülüğün farkına varıyor. ama o olay olmasa devam etme potansiyeli de mevcut. buna rağmen bu filmin bende özel bir yeri var. kanımca kurosawa'nın en önemli filmidir.