bugün

dark city

Dark City'yi, felsefede Platon'un Mağaradaki Mahkumlar Kuramından başlayarak, sinemada Matrix'e kadar uzanan geniş bir bilgimiz ve gerçeği idrak gücümüz arasındaki fark sorunsalında Matrix'ten bir önceki durak olarak algıladım. Yine aklıma gelen bir diğer film ise Truman Show'du doğal olarak bu konuyla ilgili yapılmış olan. Filmde verilmek istenen düşünce ve his, otuzlu kırklı yılarda geçen -umarım tarih hakkında yanılmıyorumdur- gangster filmlerinin karakteristik unsurları olan o döneme has giysiler, şapka ve arabalar kullanılarak o filmlerdeki karanlık atmosfer ve kasvet çok iyi bir şekilde sağlanmış kanaatimce. Filmin sonunda öyle bir ironi yapılmış ki; değişik bir "tür" tarafından labirentin içindeki kobay fareler gibi o şehirde bulundurulan hatta kişisel geçmişini bile hatırlamayan insan sonunda mutlak gücü eline geçirdiğinde yaptığı "kendi" dünyasını kurmaktı tıpkı diğer "tür" gibi... Buradan da yönetmen -bilmiyorum öyle bir mesaj ulaştırmak kaygısını taşıyor muydu- fakat "gücü elinde bulunduran her zaman adaletsizliğe meyilli mutlak hakim midir?" sorusunu taktı aklıma...

Filmde "Sway" şarkısını duymak da bir o kadar hoştu.... Matrix kadar adı ve değeri bilinmese de -ki bunu henüz izlememden yola çıkarak söylüyorum-, alt metin olarak oldukça zengin bir film...