Ahlak bir milletin yazılmamış davranış kurallarına tümden verilen isimdir.
Yüzyıllrdır süregelen bu davranış kuralları milletletin etnik kimliği ile bütünleşmiş ve adeta milltin kendisi olmuştur.
ilahi dinler kapıya dayandığında ise durum giderek değişmeye başlamıştır.
Aslında millet şekillendiren 'ahlak' yazılı olmayan kurallalr bütünüyken hala hazırda 'yazılı kurallar'dan ibaret yasalar silsilesinden ibaret olmuştur.Ya da daha doğrusu millet olma etkisi ve emeli kalkmış ümmet olma isteği olşturulmuştur.
Türk milletinin ahlaki değerleri de tüm toplumlarda olduğu gibi millein çoğunluğunun benimsediği dini kurallarla karışmış ve ortaya 'karma ahlak'yasaları çıkmıştır.
Dinin bilinmezliği ve 'ya acaba varsa' sorusu insan beynine nüfuz etmiş ve yüzyıllardır şekillenmiş milletler bile bu çekime hayır diyememiştir.
Bugün Avrupa ahlaki yapısını da Arap ve Ortadoğu ahlaki yapısına da din yönetmektedir.
Yalnız din millet tanımaz.Ona göre aslolan ümmettir.Yani,aynı çatı altında 'din duygusu ile birleşenler'dir.
Irkınız değil dininiz,mensup olduğunuz cemaatiiz önemldiir.
Din ahlaki kuralları 'milletin' anlayışı kadar masum almaz.
Çünkü onda kurallar katidir,yazılıdır,yorumlanamaz ve dahi değiştirilmesi bile teklif edilemez.
Ülkeleri oluşturan milletler belli bir ırkın ya da etnik kökenin bir araya gelmesinden oluşur ve diğer guruplara da saygı ile bakar.Bu nedenledir ki her grup kendi ahlak değerleri ile yaşasa da modern hukukla yargılanır.
Misal müslüman ahlaki değerleri ile bir Ermeni'yi,Yahudi anlayışı ile bir Süryani'yi yargılayamazsınız.
Ancak dini ahlak kuralları baskın olmaya ve benimsetilmeye başladıkça yanında şeriati de getirir ve bu da modern hukuku yavaş yavaş yastık altı ettirir.
Dikkat etmek lazım!!!