" başlangıçta yaşam,insanın içinde yitip gittiği bir kaostur. insan bunu sezinler, ama o korkunç gerçekle yüz yüze kalmaktan dehşet duyar ve onu her şeyin apaçık belli olduğu hayal ürünü bir perdeyle gizlemeye çalışır. kafası berrak olan adam, o hayal ürünü fikirlerden kendini kurtarıp, hayata cepheden bakandır, hayatta ne varsa hepsinin sorunsal olduğunu üstlenip, kendisini yitip gitmiş hissedendir. ki bu da gerçeğin ta kendisi olduğundan, onu kabullenen kişi artık kendini bulmaya başlamış demektir, sahici gerçeğini keşfetmeye başlamıştır artık, ayağını sağlam toprağa basıyordur. bir deniz kazazedesi gibi içgüdüsel olarak tutunacak bir şey arayacaktır ve işte o trajik, ivedi, kurtulma çabasında olduğundan ötürü kesinlikle sahici olan bakış, onun kendi hayatının kaosuna bir düzen vermesini sağlayacaktır. sahici olan fikirler yalnız bunlardır: kazazedenin fikirleri. geri kalanı safsatadır, tavır koymadır, kendini aldatmadır."