bir annenin daha zerre kadarken sesini, kokusunu, gözlerini görmeden sadece tekmelerle hissettiği, büyüttüğü, alıştığı evladına beslediği duygular bütünüdür.
günümüzde uzun ilişkilerin sürdürülmesi konusunda en önemli bağ görevini görür alışmak. kim istemez ki her sabah telefonuna '' günaydın sevgilim:)'' mesajının gelmesini, kim istemez ki her sabah tebessüm dolu bir yüzle uyanmak, kim istemez ki sabah uyanmak için bir sebebinin olmasını kim? herkes bu muhteşemliği ister. işte bunların hepsi kaybolduğunda alışmanın ne olduğunu insan iliklerine kadar hisseder.
alışmak vücuda yayılan düşük dozda bir zehirdir. insan bu zehre bağımlıdır. bu zehir olmadan bünye, dimağ, ruh işlevini göremez.