bugün

mezarlık

çok kalabalık, çok hareketli, çok gürültülü.

hiç kimse olmamasına, hareket eden birilerinin olmadığını bilmene, hatta hiç ses duyulmamasına rağmen bunları hissettiriyor. ya da genellememek lazım belki ben böyle hissediyorum. bir mezarlıkta bulunduğum zaman boyunca bir tane insan görmeme rağmen sanki bir seramoni ile girip, yine gel coşkusuyla uğurlanmış gibi hissediyorum. yukarılara doğru mezardan mezara atlayarak çıkarken sanki arkanda bir gruba önderlik eder gibi. düşsen sanki biri seni kolundan tutup kaldıracakmış rahatlığında.

belki küçüklükten kaynaklanan bir şey benim için. ama sanki benim için değil de herkes için aynıymış gibi geliyor. hani mezarlık bana sonradan mezarlıkmış gibi görünmeye başladı. sonradan anladım kaybedilenlerin orada olduğunu. öncesinde yokuşundan bisikletle indiğim bir cadde ya da ağaçlarından çitlembik topladıktan sonra en yüksek yerine oturup istanbulu izlediğim bir bahçeydi.

ama şimdi anladım ne hızla geçilip gidilecek bir cadde ne de keyfi çıkarılacak bir bahçeymiş.