bugün

cumhuriyet halk partisi

* ırak'a girmeyelim demez, hatta 1 mart tezkeresi gelmeden önce 36. paralele kadar askerimizin inerek tampon bölge uygulaması yapmasını ister, ayrıca 1 mart tezkeresinde türk askeri'nin ırak'a girme garantisi yoktur, garantisi olan tek şey, trabzon limanı, diyarbakır hava üssü ve mersin limanının kullanımıdır... şimdi de biz ırak'a şimdi değil, 2002 aralığında girmeliydik demektedir... tezkere ile şu anki olayı -tezkere metninin içeriği hakkında en ufak bilgi sahibi olmayıp da sanki çok benzeşiyormuş zannedenlere- karıştıranlara g.tümle gülüyorum...

* erken seçimi nisan ayında veya mayıs ayı başında ister, cumhurbaşkanlığı seçimini yorulmuş yıpranmış bir meclisin, 7 yıl görev yapacak bir cumhurbaşkanını seçmesinin yanlışlığını savunur... 22 temmuz seçimlerine her iki partinin de adaylarında yaptığı revizyon, mevcut milletvekillerinin büyük bölümünün meclise giremeyecek olması bunu kanıtlar niteliktedir. yani şu anki meclis yıpranmış, yenilenmeye ihtiyacı vardır ve büyük değişimin olacağı mecliste, yeni meclisin cumhurbaşkanını seçmesi daha doğrudur. temmuz ortasında seçim de sağlıklı değildir... türkiye'de 1 defa hariç hiçbir zaman yaz aylarında seçim yapılmamıştır ayrıca bu bir baskın seçimdir... "erken seçim yok!" diyen sonra "erken seçim var!" diyen akp'nin baskın seçim çakallığı eleştirilmez ama, chp'nin taktiğe taktikle cevap vermesi eleştirilir... o zaman en baştan beri en azından kişilik olarak değil fakat, duruş olarak sağlam ve dürüst duran anavatan partisini destekleyelim? adam en baştan beri "halk seçsin" diyordu, akp'ye yardım da etti ama akp'nin yalancılık ve düzenbazlık konusundaki yüksek lisansı bu noktada da ortaya çıktı ve anavatan'a verdikleri sözü, paketler meclisten geçer geçmez yediler ve verdikleri söze ihanet ettiler... yani bu anavatan'a oy vermek için yeterli bir sebep değil değil mi? tıpkı chp'ye oy vermemek için öne sürülenlerin yeterli sebep olmadığı gibi?

* "halk seçmesin" der çünkü, halkın seçmesi bir sistem değişikliği manasındadır ve bu sistem değişikliğinin 20 günde yapılma istenmesine karşıdır. popülizm kokan cümlelerle sistemin dinamikleri hakkında en ufak cümle kullanmadan "halkın seçmesine izin vermiyorlar" diyen akp eleştirilmez, 16 mayıstan önce bir defa bile halkın seçmesi konusunda olumlu bakmayan akp eleştirilmez, şark kurnazlığı yapan akp eleştirilmez, hatta erkan mumcu'nun "halk seçsin" önerisine bir taraflarıyla gülen akpliler, şimdi 180 derece dönünce dürüst ilan edilirler, halkçı ilan edililer, ülkeyi göz göre göre krize sürükleyen akp eleştirilmez... halk seçer, seçmez değil ancak, bunun alt yapısı hazırlanır, sistem değişikliği siyasi karar almakla bitirilecek türden bir şey değildir. tabi kör cahil olanlar bu muazzam derecede büyük değişikliği sadece "halkın seçmesi" olarak algılayıp özetleyenler bu olayı anlayamazlar...

* asker göreve demez, darbe çığırtkanlığı yapmaz, kurumları göreve çağırır, keza 27 nisan bildirisinde de temel konu "laik cumhuriyet" uyarısıdır aynı şekilde, 8 haziran bildirisinde de temel konu "terör örgütü" uyarısıdır. toplumda da büyük bir tepkinin gösterilmesi istenir... cumhurbaşkanını meclise seçtirtemeyip, düşünce olarak devşirildikten sonra "halk seçsin" diyenler her nedense, genelkurmay'ın bildirilerini üzerilerine alıyorlar... genel kurmay'ın halkı bu lanet olası örgüte, toplumsal tepki göstermesini istemesi bazı çevreleri rahatsız etmiştir... "laik cumhuriyet" vurgusu yapılan 27 nisan bildirisini, hükümet üzerine alınmıştır çünkü birçok icraatı bu ögeleri yaralayacak şekildedir. 8 haziran bildirisi de terör örgütünedir, ancak, hükümet bunu da üzerine alınmıştır ve halkın terör örgütüne karşı gösteri yapmasını sağlıklı bulmamıştır... şimdi her iki bildiriyi de üzerinize alınıyorsanız ortada sizde olan bir problem vardır. ayrıca, chp, yapılan icraatlarla askerin siyasete çekildiğini savunmaktadır, bu sebeple, askerin siyasete çekilmeye çalışılmaması bu şekilde askerin siyasete müdahil olmamasını dile getirir...

* hiçbir partiye yavşamaz, keza; dsp ile seçim konusunda yaptıkları işbirliğinde 550 kişiden, 12 milletvekli kontenjan verilmesi bile bunu kanıtlar niteliktedir... genç parti ile görüşme talebi genç parti'den gelmiştir, nezaketen görüşme yapılmış, çeşitli meseleler hakkında görüş alışverişi yapılmıştır. mehmet ağar ile de seçim konusunda konuşulmuş bir şey yoktur. siyasi parti liderlerinin bir araya gelip çeşitli değerlendirmeler yapmalarını da yavşamak olarak görenlere de selam ederim, bu mantığınızla, abdullah gül aday olduktan sonra genç parti'nin bir takım uzuvlarını bile yalamıştır o zaman? objektif bakış açınıza sokayım...

* iktidarda gözü yoktur, hizmet etmede gözü vardır... iktidar olmak için çalışmalarını sürdürür ancak bu süreçte herkesin hemfikir olduğu bir takım hataların yapıldığıdır.

* seçmenleri deniz baykal olmasa partinin daha iyi olabileceğini düşünür, ancak mustafa sarıgül'den başka bir alternatif de yoktur... mustafa sarıgül ise, siyaset ahlakına uymayan eylemlerde bulunmuştur bu sebeple chp seçmeni veya sempatizanlarının çok büyük bir bölümü de sarıgül'ü tutmaz...

* akp'yi abd ve ab ile yürüttüğü politikaların birçoğunun milli menfaatlerimize aykırı olduğu için suçlar keza, çerçeve metinlere, verilen raporlara baktığınızada akp'nin "eyvallah" dediği fakat, hemen hemen hiçbir ab ülkesine koşulmayan veya bu ülkelerde bulunmayan şartların istendiğini görebilirsiniz... kıbrıs konusunda, güney kıbrıs'ın ve yunanistan'ın sorunu ab temeline oturtmaya çalışmasına bir takım şahsi siyasi menfaatleri için seyirci kalmışlardır... hiçbir zaman "biz ab'ye, abd'ye karşıyız" dememiştir, milli menfaatlerimiz ölçüsünde bu ilişkilerin sürdürülmesinin gerektiğini belirtmiştir... hatta brüksel'de yapılan bir toplantıda türkiye aleyhine gaddarca yapılanlar karşısında, baykal "sayın başbakan masadan kalkın dönün biz muhalefet olarak arkanızdayız" demiştir... çünkü ab ve abd hamaset içerisinde bir politika yürütmektedir ve akp de buna çanak tutmaktadır.

* bu ülkeyi cumhuriyet mitingine katılan insanlardan zannetmez, akp'nin mitinge katılanları yok saydığı gibi, mitinge katılmayanları görmezden gelmez... akp önce "bindirilmiş ktalar" diyerek bu kitleleri yok saymış ardından da, çıkıp, "demokrastik haklarını kullanmışlardır halkımız" diye yumuşamaya gitmişlerdir ancak bu yumuşama zorlama ie olmuştur. abdüllatif şener ve turhan çömez gibi kişilerin neden aday olmadığına bakabilirsiniz... mitingler konusunda da yaptıkları yorumlara.... ne kadar tutarlı ancak her zaman olduğu gibi rte ve ekibinin takiyye kokan, dürüst ve tutarlı olmayan açıklamalarını da görmüşsünüzdür...

* halkı kamplaştıran da "bizden-bizden olmayan" ayrımı yapan akp'nin ta kendisidir... bugün chp'ye oy vermeyecek olan kişi bile, chp'ye, akp'ye tepki olsun diye oy verecek noktada...
güncel Önemli Başlıklar