amat

entry66 galeri
    48.
  1. Az önce bitirdiğim okuduğum ilk ihsan oktay anar kitabıdır.

    Kitabın her cümlesi bir sonraki cümleye koşturuyor sizi. Akıcı. Dil size güçlük çıkartmıyor yormuyor herhangi bir anlam kapalılığına da izin vermiyor , kitap düşsel-masalsı dokusuyla sizi çekiştiriyor kendine. Öyle ki yorulduğunuzda bu kitabı okuyasınız geliyor , son derece dinlendirici.

    ihsan Oktay'ın kişiliğinden de kaynaklanan -belkide felsefeci oluşundan- sembolik figürlerde göze çarpıyor. Kitabın kahramanları asla unutulmaz. Evet kadro geniş ancak hepsi kendi içinde bir ayrı alem bir ayrı hikaye. Unutulması güç. Esrarengiz de bir yanı var kitabın. Diyorum ya merak, keşfetme dürtüsüyle kitabı tutup bir köşede tutma şansınız yok. Okumak zorunda hissediyorsunuz.

    Denizcilik terimleri en başta kaygılandırsa da sonraları umursamıyorsunuz o kelimeleri, bilmemeniz sizi endişelendirmiyor bir süre sonra. Hatta iyiki varmış diyorsunuz. 17.yüzyıl denizciliği , osmanlı , venedik, sen jean şövalyeleri. yani tarih. konstantiniyye, navarin ve malta. Başlı başına bir gizem Diyavol paşa , kaptan efendimiz. Süleyman Reis ve ölümsüzlük-ölüm üzerine düşünceleri, ilginç kişiliği. Eşek israfil ve fitilli daniyal nam-ı diğer Emilio Santos. Göbelez baba , Kazdağlı tomarcı ve niceleri. Akıldan çıkacağını hiç sanmıyorum.

    Hüzünlü , nüktedan ve çok hoş. Sonu benim açımdan biraz sıkıntılı olsada belki de kitabın dokusuna kesin bir son yakışmazdı diyorum. Yada vebadan ölen sevdiğim karakterlere ölümü yakıştıramıyorum böylesi yani muğlak bir son daha işime geliyor. Belkide ölmemiştir diyorum içimde. Her ne kadar günahkar olsalarda. Karnaval gibi roman.

    Okuyunuz.
    0 ...