Supernatural in sekizinci sezonunun 3.bölümü yayınlandı geçen hafta. Dizinin sadık fanlarından olmama rağmen, geçen sezonki Leviathanlar ve çamaşır suyu rezaletinden sonra bu sezon pek şevkim kalmamıştı açıkçası. Ama sekizinci sezonun ilk bölümü We Need To Talk About Kevin, bölüm ismi ile bile bu dizinin neden fanı olduğumu bir kez daha bana hatırlattı.
Supernatural malumunuz müzikleri ile de kalbimizi fethetmiş bir dizi olduğundan sekizinci sezonun The road so far kısmında açılış sahnesinin Jethro Tull- Locomotive Breath ile girmesi de bu sezonun güzel başlayacağının sinyali gibiydi. Sonrasında Allahım neden kötüledim canım dizimi diye de kendime kızdım hatta:) ilerleyen dakikalarda Dean ormanda ortaya çıktığında çalan Styx - Man in the Wilderness ise tuzu biberi oldu.
Bu arada Samin avcılığı bıraktığını, Deani hiç aramadığını, hayatına devam ettiğini öğreniyoruz. Samin bu konuda bir şeyler sakladığı aşikar. Deanin Purgatoryde yaşadıklarının flashbackler ile anlatılması da oldukça hoş olmuş.
Crowleynin ilk bölümden konuya dahil olması ise eminim benim gibi pek çok kişiyi sevindirmiştir. Ne kadar kötü olursa olsun sevdiğim bir karakter Crowley. Dean'le atışmalarına zaten hastayım, bu bölümde yine aralarında geçen şu diyalog da yeterince güldürdü:
"Crowley: where's your angel?
Dean: ask your mother!
Crowley: there's that grade-school zip."
Gelelim ikinci bölüme, bölüm ismi Whats up tiger, mommy? Woody Allenın Whats up tiger, lily? filminden alıntılanmış bir bölüm ismi. Bu bölüm Supernaturalın en sevdiğim bölümlerden birisi oldu. Açık arttırma sahnelerinde Crowley ile olan diyaloglar ve Samin impalayı açık arttırmaya sokma teklifine teşebbüs etmesinde Deanin Say it and ill kill you, your children and your grandchildren. repliği oldukça güldürdü. Bu iki güzel bölümün sonrasında sekizinci sezonun umut vadedici olduğunu söyleyebiliriz. inşallah yedinci sezon gibi hayal kırıklığı olmaz.