taxi driver

entry144 galeri
    78.
  1. Öncelikle şunu iyi bilmek gerekir. Filmin %90'ını oluşturan bir karakterle kendinizi bağdaştıramazsanız, o filmi zor beğenirsiniz. Benim için öyle bir film işte bu. Durum ve atmosfer filmlerini severim. Fakat bu filmi sevemedim. Nedenlerine birazdan geleceğim. Ancak öncelikle Robert De Niro'nun harika oyunculuğundan bahsetmek istiyorum. ''Are you talkin to me?'' repliğini bize kazandırdığı ve filmi alıp götürdüğü için. Çok büyük oyuncu gerçekten. Tabii ki Jodie'nin gençliğini görmek ayrı bir heyecandı benim için. Görselliğine diyecek yoktu.

    --spoiler--

    Şimdi gelelim meyvenin vitaminine.. Film fazla gerçekçi. inanın bu büyük bir avantaj.. Senaryosuyla donatılmış gerçekçi filmler beni fena halde etkiler. Fakat gerçekçilikten kasıt 'ahlaklı' kalıbına oturtulan bir karakterin (karakter gerçekten de böyledir) filmin ikinci yarısında durduk yere sapıtması amaçsızdır. Durduk yere diyorum çünkü yapılan şey 12 yaşında ki bir kızın hayatı içindi. Geriye ne kaldı be ustam? Sen NY sokaklarını çivicisinden tut sapığına kadar temizlemekten bahsediyordun. Ancak hayatının yükünü küçük bir kız için hayatını feda eden taksiciye yükledin. Gerçekçilik olayı burada anlamını yitiriyor zaten. Bunu eğer ki Betsy karakteri için yapsaydı doğrudur derdim. Ona olan nefreti daha da artırıp hayatını bu yolda tehlikeye atmak olabilirdi.. Bu bana göre daha gerçekçi olurdu. Zaten kendini yalnız hisseden biridir. Kaybedecek neyi var ki?

    ikinci bir yargım Travis karakterinin şizofren olma ihtimali üzerineydi. Son sahnede ki boynunda hiç bir iz olmaması vs. buna işaret ediyor diye düşündüm. Film içinde birkaç sahnede var böyle. Her şeyi kafasında kuran bir adam. Tıpkı bir paranoid şizofreni örneği gibi. Toplumda ki pislikler en büyük düşmanıdır. Bunların temizlenmesi gerektiğini ileri sürer. Umut aşıladığı kızdan da tekmeyi yiyince her şeyini Iris karakteri üzerine yükler. 12 yaşında bir kız fuhuş batağına bulaşmıştır ve acilen oradan kurtarılması gerekir. Bunu anlarım. Zaten bu da benim kafamda kurduğum bir şey. Şu an ben de şizofrenim.

    Bu karakterin iyi yanları yok mu? Filmin avantajları burada geliyor sırasıyla. Bu filmi izlerken taksi koltuğuna da oturursunuz, yolcu koltuğuna da. Ne hissettiğinize bağlı. Travis gibi basit bir insanın hayatına anlamlar yüklemesi ve buradan arınma, yükselme çabası da sizi içine çeker. NY sokaklarında gezersiniz.. Zaten en beğendiğim şey de budur. O karakterle birlikte siz de bir yerlere gider, o havayı tenefüs edersiniz. Bu filmin varı yoğu Travis karakteridir aslanım. Her şeyi onun üzerine yükleyebilirsin, emin ol gocunmaz. Filmi sonuna kadar da eleştiririm. Ama buna sebep getiririm. Ahmak şeylerle kendimi avutmam. He gelmişken şunu da söyleyeyim. Kız arkadaşını 'porno gibi gözüken bir belgesele' götürdüğünde Travis'in amacı kesinlikle o kızı etkileme çabası değildir. Sen veya ben götürebiliriz belki mesaj olarak.. Ama Travis o, yapmaz işte. Kız arkadaşı da yanlış anlayıp ''resmen beni düzmek istediğini söyledin, o yüzden getirdin.'' der.. Fakat Travis onu normal bir film gözüyle görüyordu. Burada Travis karakteri olamadım. Çünkü olsaydım Betsy haklı olurdu. Kısacası ''bağa mı didin?''

    --spoiler--
    0 ...