ülkemizde kürt de vardır, kürt sorunu da. 'hepimiz türküz', 'sorun kürtlerdedir', 'türk kürt ayrımı yoktur, bu topraklarda sadece türkler vardır' gibi yaklaşımlar ne yazık ki dertlerimize derman olamamıştır, olamayacaktır da.
öncelikle sorunu etnik kimlikler açısından ele alalım. ırk kavramı, içi boş, sonradan oluşturulan, yapay ve en önemlisi de tesadüfi bir kavramdır.
içi boştur ve sonradan oluşturulmuştur: insanlığın ilk evresinden bu yana liderlik (zamanla iktidar) mücadeleleri söz konusudur. iki ilkelin olduğu grupta fiziksel olarak güçlü olan diğeri üzerinde egemenlik kurar. 15 kişini olduğu grupta, mesela, etkileme kabiliyeti lideri belirleyebilir. 1813 kişinin olduğu gruptaysa liderlik için bunların yanında ya da dışında farklı meziyetler gerekecektir. işte bu noktada çeşitli kurumlar icat edilmiştir iktidar aygıtını ele geçirmek için. korku, din, ırk gibi.. o halde yönetici sınıfı, hükmetmek istediği topluluğu örneğin, aynı ırktan olmalarıyla ya da aynı dinden olmalarıyla birarada tutabilecektir.
yapay ve tesadüfidir: şu anda ben glasgowdaki ikametgahımdan yazıyor olsaydım bu yazıyı ve siz de ingiliz kanının asilliğine inanan, doğma-büyüme bir londralı olsaydınız; konumuz büyük ihtimalle türk-kürt sorunu değil iskoçların neden tarihleri boyu bağımsız olamadıkları olacaktı. o halde ırka aidiyetlik bizim irademizde olan bir durum değil, aksine tesadüfi ve yapay bir kurumdur. yine de 'ben kendimi türk hissediyorum' veya 'ben safkan kürdum' diyen değerli okuyucular varsa kürt sorununun çözümüne, türkiye cumhuriyeti devleti ve halkı olarak yapamadığımız katkıları da bu açılardan değerlendiririz.
kurtuluş savaşı sırasında kürt kardeşlerimizin mermiden kaçmadığı, rahatı seçmediği hepinizin malumudur,tıpkı türk kardeşlerimiz gibi. akabinde bu birliktelik ve birlikte yaşama arzusu sömürgecileri mağlubiyete uğratmış ve cumhuriyet kurulmuştur. cumhuriyetin ilk yıllarında ismet paşa doğu ve güneydoğu anadoluya geziler yapmış, sayfa sayfa raporlar hazırlamıştır. raporlarında aynen şu ifadeyi kullanmaktadır: ' buradaki kürt ahalisi türk olmaya fazlasıyla hazır ve isteklidir.'
bu tarihi şansı değerlendiremeyip uluslaşma fırsatını yitiren anadolu halkına tarih, bir fırsatı bir kez daha vermiştir: apo yakalanıp hapse tıkılmıştır. bu sürecin devamında doğuya yönelik hiçbir ekonomik paket hazırlanmamış, sorunlarıyla özel olarak ilgilenildiğine dair hiçbir mesaj verilmemiş, kısacası onları kucaklama yönünde tek adım atılmamıştır.
ırk kimliğine ve kendini ırk aidiyetiyle ifade etmeye inanmam ama illa ki meseleye bu açıdan bakanlar varsa bu insanların, uluslaşma adına da attıkları bir adım olmadığı böylelikle ortadadır.