adı böylesine güzel birinin söylemlerinin bu denli çirkin oluşu gerçekten çok yazık.
öncelikle, sn. armağan bir tarihçinin sahip olması gereken belge göstermede sınıfta kalır. bunun tabii sonucu ise iftira, yalan ve çarpıtarak yorumlamadır; sn. armağan* yazdığı ve söylediği bundan ibarettir.
nihayet, laikçi veya cemaatçi değilim. aksine akıl ve vicdan sahibi biri olmaya çalışıyorum. ve bu ikisine sahip olmaya çalışan biri için bu adamın yazdıkları saçmalıktır. aklı olan belgesiz ve yalan belgeyle yazılanlara; vicdanı olan ise yorumlayarak ve çarpıtarak yazılanlara inanmaz.
sn. armağan osmanlı'ya ve abdülhamid'e gözü kör bir hayranlık içindedir. nerede kaldı doğruları anlatmak? bu ikisi hiç mi haksızlık etmemiştir. veya cumhuriyet türkiye'si ve mustafa kemal bu memlekete hiç mi ferahlık vermemiştir.
tarihçiliğin baştan sakat; ne belge biliyorsun ne metodoloji. zaten bunları bir kenara bıraktım ama asıl sorum sen nasıl vicdan sahibisin? osmanlı'yı ve abdülhamid'i neredeyse günahsız ilan edecek ve her ikisine de ulviyet yükleyeceksin ama konu cumhuriyet'e ve mustafa kemal'e gelince atmadığın iftira ve çarpıtma kalmayacak.
ben ve akıl ve vicdan sahibi pek çok kişi inan osmanlı'yı da abdülhamid'i de hak ettikleri gibi seviyoruz. eski devletimiz ve padişahlarımız senin aciz ve ucuz tarih yazımına konu olamayacak kadar yüce zaten. nitekim senin iftira attığın şehzade de* aynı şekilde yücedir.
atasını bilmeyen bizden değildir derler. sen sn. armağan kendi hayal dünyanda bir iki ata seçmişsin onların peşinde koşturup iftira atıyorsun. allah ıslah etsin.