bugün

kadın hakları

dünyanın her yerinde çoğu zaman anti-demokratik uygulamalar, özellikle kadınlar üzerindeki açık ya da gizli baskılar yine baskı altında yaşayanlar tarafından öyle kanıksanıyor ki, bir süre sonra durumu doğal karşılamaya başlıyorlar. zincirlerine alışan köle metaforunda olduğu gibi. eskiden sol literatürde çok kullanılırdı. o yüzden bazen kadın hakları için savaşma, tartışma, bir şeyler yapma, yapanları destekleme yönündeki isteklerim ümitsizlik içinde köreliyor. bir teyzem dedi bir kere biz türkiye'de kadınlar üzerine yapılan baskıları konuştuğumuz zaman, "hani baskı, neden baskı olsun canım kadınlar üzerinde?" diye. ama hayatını yazsam sıkıntıdan okuyamazsınız. hayatı erkekler dünyasının ona getirdiği zorluklarla, kayıplarla, darbelerle uğraşmakla geçmiş. ama hala baskı yok, diyor. ümitsizliğe kapılmamak elde değil...