bugün
- bu gece intihar edeceğim59
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi9
- köpeğe ekmek verip tecavüz eden adam8
- trt'nin osmanlı dizileri9
- fenerbahçe31
- son 22 yılın özeti13
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar12
- anın görüntüsü9
- hadise'nin külotla marş söylemesi30
- şarap içip entry girmek8
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz16
- icardi190510
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- galatasaray30
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- allah neye benzer14
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- albay kemal11
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi16
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi23
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- müslümanların anadili arapçadır13
- sevgiliyle uyumak13
- kadın vücudunun olağanüstü bir tasarım olması8
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş16
- abberrline9
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi27
Aylık çıkan bir haber dergisi. Kadrosunu genel olarak Marmara iletişim öğrencileri oluşturuyor.
Ümit Alan'ın BirGün'de, Spot'la ilgili kaleme aldığı yazısı:
"hani "durursa anlaşılır saatin kaç olduğu"; diyor ya turgut uyar açıklamalar şiirinin ilk dizesinde, günümüzde aylık bir haber dergisini bakmak da aynı öyle işte. her şey hızla önümüzden akıp giderken, durmuş, demlenmiş bir şeyle karşılaşmak gibi. yoksa elimizin altında akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayar anbean akıtıyor zamanı. onu da çağın gereklerine uygun olarak kenan doğulu tarif ediyor "tutamıyorum zamanı"; diye. zaten bir elin parmaklarını geçmeyecek haber dergilerimiz arasına bir yenisinin spot'un katılmasıyla aklımdan geçiyor tüm bunlar. sonradan çok utanacağım bir önyargıyla elime alıyorum spot'u. yine üç-beş kişi aramızda tartışacağımız teoriler, ağır abiler ağır lafları, 80 sonrası entelektüel türk sineması sıkıcılığı tadında bir şeyler bekliyorum. diyorum ya, sonradan çok utanacağım şeyler bunlar. gerçi dergiyi hazırlayanların çoğunun üniversite öğrencisi olması, gençlik enerjisi vaat ediyor ama onların da ağabeylerine özenmiş olmasından endişe ediyorum. dergiyi elime alıp önüne arkasına baktığımda ilk golü yiyorum. arka kapakta bildiğimiz star wars logosunun class wars şeklinde yazıldığı bir grafik çalışma karşılıyor. hemen altında "kâinatın bütün işçileri birleşin" yazılmış. gülümsüyorum, rahatlıyorum, ilk golü yediğim için durumu eşitlemek için dergiyi saldırırcasına karıştırmaya başlıyorum.
1 mayis’ta çikmiş, çünkü...
derginin ilk sayfasında bir sunuş yazısı var. burada ne yapmak istediklerini açıkça anlatmış dergi ekibi. üstelik dertlerini anlatırken "dergimizin 1 mayıs'ta çıkması tesadüf değil" diyerek eklemişler; "bu dünyada hakkıyla habercilik yapılacaksa bunun yolunun emekçilerin cephesinden bakmaktan geçtiğini biliyoruz." güzel demişler de bahsettikleri emekçiler dergiyi ellerine aldıklarında kendileri yerine kendilerini kendi bilmedikleri bir dille tartışan birilerini görmesinler diye bir endişeyle ve ilk golü atma hırsıyla yine çeviriyorum. yok, arkadaş, dergi gayet açık bir dille önce 4+4+4 meselesine girişmiş, bir röportaj ve bir yazıyla mesele enine boyuna incelenmiş. zaten derginin kapak konusu da 4+4+4 meselesi. konuyu bir "toplumsal mühendislik projesi" üst başlığıyla ele almışlar.
spot ekibi sahaya iyi yayilmiş
derginin bu ilk sayısının ikinci meselesi "gazetecilik" olarak göze çarpıyor. gazetecilikle ilgili söyleşebilecekleri iki doğru insanı da bulmuşlar. umur talu ve esra ersan söyleşileri konuyla ilgili olan herkesin ilgisini çekecektir diye düşünüyorum. bu anlamda spot ekibi sahaya iyi yayılıyor, bir gol daha yiyorum. bizim önyargı durumu eşitler belki ileride sıkıcılaşır diye atak yapmaya devam ediyorum. o da bizim leyla ile mecnun'daki erdal bakkal karşıma çıkmıyor mu, cengiz bozkurt söyleşisinin tadı damağımda kalıyor, keşke iki sayfa daha sürseymiş diyorum ama böyle tadında kesmek daha iyi sanki. hüsnü arkan, doğan hızlan, hayri kozanoğlu söyleşileri derken ekibin sahaya çok iyi yayıldığına bir kez daha emin oluyorum. bir açık yakalamak için nafile ataklarım sürüyor.
sadece söyleşilerden ibaret değil
hep söyleşilerden söz ettik ama dergi sadece söyleşilerden ibaret değil. oldukça ufuk açıcı yazılar ve çeviri makaleler de mevcut. örneğin; dijital aktivizm üzerine, google'ın insanı aptallaştırıp aptallaştırmadığı üzerine çok güncel tartışmalar hakkında yeni fikirler de edindim. son iki sayfasının spora ayrılması ve elbette sol açıktan kanat bindirmeleri de sevindirici. iyi orta gol getirecek o belli.
x marx the spot
ufak tefek eksiklikleri yok mu? elbette var. örneğin; mizah, kara mizah bir sayfa da olsa bu konu çeşitliliğinin içine yakışır diye tahmin ediyorum. aynı şekilde müzik konusuna da ileriki sayılarda biraz yer ayrılabilir. bunları zaten düşündüklerini ve ancak ilk sayı kalabalığında yer bulamadıklarını tahmin ediyorum. ezcümle; define avcıları haritaya bakıp defineyi bulduklarında denizcilerin "kara göründü" lafına benzer şekilde "x marks the spot" yani "ahanda burası" gibi bir söz söylerler. spot'un ilk sayısı iyi, en önemlisi sıkıcı olmayan bir haber dergisi arayanlara bunu söyleteceğine dair büyük bir umut verdi. iyi bir haber dergisi arıyorsanız "x marks the spot" deme ihtimaliniz yüksek, hatta cümledeki marks'ı çaktırmadan marx'a da çevirebilirsiniz. spot'un yolu açık, ömrü uzun olsun.."
Ümit Alan'ın BirGün'de, Spot'la ilgili kaleme aldığı yazısı:
"hani "durursa anlaşılır saatin kaç olduğu"; diyor ya turgut uyar açıklamalar şiirinin ilk dizesinde, günümüzde aylık bir haber dergisini bakmak da aynı öyle işte. her şey hızla önümüzden akıp giderken, durmuş, demlenmiş bir şeyle karşılaşmak gibi. yoksa elimizin altında akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayar anbean akıtıyor zamanı. onu da çağın gereklerine uygun olarak kenan doğulu tarif ediyor "tutamıyorum zamanı"; diye. zaten bir elin parmaklarını geçmeyecek haber dergilerimiz arasına bir yenisinin spot'un katılmasıyla aklımdan geçiyor tüm bunlar. sonradan çok utanacağım bir önyargıyla elime alıyorum spot'u. yine üç-beş kişi aramızda tartışacağımız teoriler, ağır abiler ağır lafları, 80 sonrası entelektüel türk sineması sıkıcılığı tadında bir şeyler bekliyorum. diyorum ya, sonradan çok utanacağım şeyler bunlar. gerçi dergiyi hazırlayanların çoğunun üniversite öğrencisi olması, gençlik enerjisi vaat ediyor ama onların da ağabeylerine özenmiş olmasından endişe ediyorum. dergiyi elime alıp önüne arkasına baktığımda ilk golü yiyorum. arka kapakta bildiğimiz star wars logosunun class wars şeklinde yazıldığı bir grafik çalışma karşılıyor. hemen altında "kâinatın bütün işçileri birleşin" yazılmış. gülümsüyorum, rahatlıyorum, ilk golü yediğim için durumu eşitlemek için dergiyi saldırırcasına karıştırmaya başlıyorum.
1 mayis’ta çikmiş, çünkü...
derginin ilk sayfasında bir sunuş yazısı var. burada ne yapmak istediklerini açıkça anlatmış dergi ekibi. üstelik dertlerini anlatırken "dergimizin 1 mayıs'ta çıkması tesadüf değil" diyerek eklemişler; "bu dünyada hakkıyla habercilik yapılacaksa bunun yolunun emekçilerin cephesinden bakmaktan geçtiğini biliyoruz." güzel demişler de bahsettikleri emekçiler dergiyi ellerine aldıklarında kendileri yerine kendilerini kendi bilmedikleri bir dille tartışan birilerini görmesinler diye bir endişeyle ve ilk golü atma hırsıyla yine çeviriyorum. yok, arkadaş, dergi gayet açık bir dille önce 4+4+4 meselesine girişmiş, bir röportaj ve bir yazıyla mesele enine boyuna incelenmiş. zaten derginin kapak konusu da 4+4+4 meselesi. konuyu bir "toplumsal mühendislik projesi" üst başlığıyla ele almışlar.
spot ekibi sahaya iyi yayilmiş
derginin bu ilk sayısının ikinci meselesi "gazetecilik" olarak göze çarpıyor. gazetecilikle ilgili söyleşebilecekleri iki doğru insanı da bulmuşlar. umur talu ve esra ersan söyleşileri konuyla ilgili olan herkesin ilgisini çekecektir diye düşünüyorum. bu anlamda spot ekibi sahaya iyi yayılıyor, bir gol daha yiyorum. bizim önyargı durumu eşitler belki ileride sıkıcılaşır diye atak yapmaya devam ediyorum. o da bizim leyla ile mecnun'daki erdal bakkal karşıma çıkmıyor mu, cengiz bozkurt söyleşisinin tadı damağımda kalıyor, keşke iki sayfa daha sürseymiş diyorum ama böyle tadında kesmek daha iyi sanki. hüsnü arkan, doğan hızlan, hayri kozanoğlu söyleşileri derken ekibin sahaya çok iyi yayıldığına bir kez daha emin oluyorum. bir açık yakalamak için nafile ataklarım sürüyor.
sadece söyleşilerden ibaret değil
hep söyleşilerden söz ettik ama dergi sadece söyleşilerden ibaret değil. oldukça ufuk açıcı yazılar ve çeviri makaleler de mevcut. örneğin; dijital aktivizm üzerine, google'ın insanı aptallaştırıp aptallaştırmadığı üzerine çok güncel tartışmalar hakkında yeni fikirler de edindim. son iki sayfasının spora ayrılması ve elbette sol açıktan kanat bindirmeleri de sevindirici. iyi orta gol getirecek o belli.
x marx the spot
ufak tefek eksiklikleri yok mu? elbette var. örneğin; mizah, kara mizah bir sayfa da olsa bu konu çeşitliliğinin içine yakışır diye tahmin ediyorum. aynı şekilde müzik konusuna da ileriki sayılarda biraz yer ayrılabilir. bunları zaten düşündüklerini ve ancak ilk sayı kalabalığında yer bulamadıklarını tahmin ediyorum. ezcümle; define avcıları haritaya bakıp defineyi bulduklarında denizcilerin "kara göründü" lafına benzer şekilde "x marks the spot" yani "ahanda burası" gibi bir söz söylerler. spot'un ilk sayısı iyi, en önemlisi sıkıcı olmayan bir haber dergisi arayanlara bunu söyleteceğine dair büyük bir umut verdi. iyi bir haber dergisi arıyorsanız "x marks the spot" deme ihtimaliniz yüksek, hatta cümledeki marks'ı çaktırmadan marx'a da çevirebilirsiniz. spot'un yolu açık, ömrü uzun olsun.."
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar