the tree of life

entry50 galeri video1
    32.
  1. Çoğunlukla sanat - simge içerikli bir film. Öyle herkesin izlenip beğeneceği türden değil diye düşünüyorum. Bende zaten beklediğimi alamayanlar kısmındayım. Öncelikle film izlemek için bunu açan bir insan eminim sabredemeyip ilk 40 dakikasında direk olarak sıkılıp kapatacaktır. Çünkü film değil, National Geographic kanalında belgesel vari bir tadı var. Ancak şahane görselliğine hayran olmamak elde değil. Başlarda öyle bir hava verdi ki The Fountain tarzı birşey mi dedim. Ama maalesef olmadı, olamadı. Çokça karmaşık kamera hareketi, sahne geçişleri mevcut. Seyirciye verilmek istenen mesajların çoğu çeşitli simge yoluyla ve karakterlerin dış sesleri aracılığıyla aktarılmış.

    Sağ lob dominasyonu, micro macro fractallar, üstüne panteist, o da yetmez gibi insan bilincine zoom.. Alt tarafı film yapacaksınız tez vermiyorsunuz ki sayın yönetmenim ve bu filme ödül yapıştıran sayın jürim. Sanat filmi yapacağız diye, gizliden birşeyler anlatacağız diye bu kadar düşünmenize gerek yok. Madem bu kadar düşündünüz filme biraz diyalog, kurgu ve senaryo üçlemi üzerine birşeyler düşünseydiniz. Filmin altında tür olarak drama ve fantasy yazıyor, documentary değil.. Öncelikle bunlara dikkat edin. Oscar'a aday filmlerde tüm filmleri anlarım ama bu nedir?

    Sean Penn'e hiç gerek yoktu. Bir iki gökdelen gezdi, dağ bayır dolaştı o kadar. Psikolojik yönü çok güzel, tanrısal yönü çok sıkıcı olan film. Sıkıcı kısımlar çıkarılarak 1 buçuk saatlik çok güzel bir film elde edilebilirdi. O yüzden diyeceğim şu ki birkaç mesaj, Brad Pitt ve o şahane çekimleri dışında aldığım fazla birşey olmadı.

    --spoiler--

    Sahilde yaralı yatan dinazor - baba, köpekbalıkları - babayı yaralayan iş dünyasının çakalları (mahkeme sahnesi, babanın patent davasını kaybetmesi), dere kenarında yatan otçul dinazor - duyarlı/müzisyen kardeş (ölen kardeş), o otçul dinazoru yemeyen etçil dinazor - büyük abi, Dünya (yaşamı veren ve alan doğa) - anne.

    --spoiler--
    0 ...