bugün

bilimin allah ın olmadığını ispatlaması

yokluk kanıtlanamaz. yokluğu kanıtlamaya çalışmak aptallıktır, sırf yokluğunu kanıtlayan delil yok diye inanmak daha büyük aptallıktır. russell'ın kutsal demlik hikayesi de buna değinir:

--spoiler--
birçok ortodoks kişi, kendilerinin dogmaları ispat etmeleri gerektiğini değil, şüphe edenlerin kabul edilmiş olan dogmaları çürütmesi gerektiğini söyler. bu elbette bir hatadır. eğer ben, dünya ve mars arasında, güneş etrafında, eliptik bir yörüngede dönen bir çin demliği bulunduğunu öne sürseydim ve bu demliğin en güçlü teleskoplarımızla bile ortaya çıkarılamayacak kadar küçük olduğunu da iddiama ekleseydim, hiç kimse bunun aksini ispatlayamazdı...
--spoiler--

velhasılı kelam yokluğun ispatı yapılamaz ancak sırf tanrının yokluğu ispat edilemiyor diye ona tapmak ayrı bir ahmaklıktır. eru, zeus, apollo, amon ra, mithras, baal, thor, wotan, uçan spagetti canavarın veya russell'ın kutsal demliğinin yokluğu ispatlanana kadar hepsine tapmamız mı gerekiyor?

bir de şöyle bir mevzu var ki, eğer bahsettiğimiz tanrı russell'ın demliğiyse gerçekten yokluğu ispatlanamaz. ancak burda bahsettiğimiz uçan spagetti canavarı'ysa ve uçan spagetti canavarının kutsal kitabında birçok çelişki ve boşluk varsa, bu uçan sapagetti canavarının yokluğu hakkında büyük ipucu verir*. ama ne olursa olsun bilim, dine karışmaz; böyle aptalca bir şeyi test etmeye de çalışmaz. hatta tam aksine din, sürekli bilime karışır. kendi dogmaları yüzünden bilimsel teorileri yok sayar. hatta "mucize"nin tanımı zaten bilimle çelişmektedir; tanrının dünyadaki fizik kurallarını yok sayıp olaylara müdahale etmesi.

bir başka köşede tanrıyı "doğaya hükmeden fiziksel kanunlar serisi" olarak veya "bir tür enerji" olarak tanımlayanlar da vardır. ancak yer çekimi kanununa dua etmek veya bir avuç kömüre tapmak pek tatmin edici değildir. o yüzden onlardan bahsetmeye gerek bile yok. gerçi başlıkta hangi tanrıdan bahsedildiği yazıyordu zaten: "allah", bunlardan hiçbirini yazmaya gerek yoktu ya neyse artık.

edit: ayrıca "eğer tanrı* yoksa 'ahlak, vicdan...' kavramları nedir, ve nasıl varolmuştur?" diyenlere cevaben julian baggini'nin şu sözü yeterlidir sanırım: "kainatta tek çeşit hammadde bulunur ve bu da fizikseldir. bunun dışındaki şeyler, güzellik, duygular ve ahlaki değerler yani kısacası insan hayatına zenginlik katan zengin fenomenlerin tümü akılda oluşur."