bugün

filoloji filleri inceler

imla kurallarını kendi kafasına göre şöyle böyle değiştiren ama herkesin imla kılavuzu neferi olmasını bekleyen yazar.
en çok da türkiye türkçesi diye bi şeyi sorup soruşturmama salık vermesi ile yarmıştır.
okul açınca sorarım öğretmenim tamam. *

allasen çok zırtapoz bi kural değil mi bu ya? ayrıca imla kılavuzu kutsal kitap filan mı da bizim haberimiz yok nedir? bence her türlü kural üzerinde düşünülmeli, yeniden düşünülmeli ve aşağıdaki gibi absürd olanları da ayıklamalı.

"türkçe" kelimesiyle örneklendirdiğim imla kuralı sadece türkçe(veya türkçeleşmiş) özel isimler ve bu özel isimlere gelmiş yine türkçe yapım ekleri için geçerlidir. "

bunun pratikte bize faydası nedir.. sadece işi bu olduğu için, bin yıllık kuralları değiştirip, yerleşmesi için uğraşıp, sonra yerleşemediğini görünce yeniden değiştiren insanların karar verdikleri her kaidenin takipçisi olmak zorunda mıyız? dil nedir sayın filolog? sürekli değişen, gelişen zaman zaman tedavülden kalktığı vaki yaşayan bir organizmadır. kusursuz bir varlık sergilemez, bu yüzden de var olan ve bize dikte edilen her şeyi, diyalektik ve bilimselliğe inanmışsak, düşünüp sorgulamalı ve one göre uygulamalıyız.

demek özel isimler, akımlar, kakımlar hakkında yazıp çizerken ve bunları bu saçma ve devamlı değişen kurallara uygun yazınca ne kadar türkçe bildiğimiz ve dile hakim olduğumuz ortaya çıkıyor ve en çok imla kuralı bilen ipi göğüslüyor.. çok üzücü ya. *