bugün

şeytan

allah'a olan sevgisini ve itaatini maalesef itaatsizlik ile göstermek zorunda kalmış bir melektir. biraz sonra kaynağını vereceğim metinde de yer aldığı üzere allah'ın her daim emri ile iradesi bir olmamıştır. iyi ve kötü, güzel ve çirkin diyalektiğinin başlayabilmesi için gerekli bir itaatsizlik olarak da görülebilir şeytanın edimleri.

hallac'a göre "allah iblise, niçin secde etmediğini sormamıştır; ona, engel olan şeyin mahiyetini sormuştur. iblis de emrin sırrına uygun bir cevapla: "ben ondan hayırlıyım" demiştir. yani allah ve iblis diyaloğu son derece derinden isleyen bir diyalogdur aslında. konuşmanın yüzeyinde ne olup bitiyorsa derinliğinde tam tersi olmaktadır."

bedreddin simavni ise varidat'ında şöyle dile getirmiştir bunu: "bir salik, küfür katına ulaşıp da o katı aşmadıkça tam müslüman olamaz. bu kat iki çeşit islam (müslümanlık) arasında bir geçit olduğundan, orada duran salik zındık olur. bu duruştan tanrıya sığınırız. ben de o kata ulaştım ve orada birçok zamanlar kaldımsa da çok şükür inayet-i ezeliyenin yardımıyla orayı geçerek selamet kıyısına çıktım".

ferideddin attar, ilahiname isimli eserinde, iblis'i "vefakâr bir muhib, sadık bir aşık ve fedakâr bir yiğit olarak tasvir eder. onu, hak'tan başkasına boyun eğmeme ve secde etmeme uğrunda ebedi azabı göze alan bir aşk kahramanı olarak tanıtır."

ihya'nın yazarı imam gazali'nin oğlu ahmed gazali, hallac'ın aşk ve iblis yorumlarından etkilenerek aynı düşünceyi sürdürdü. iblis'i sadık ve kararlı bir aşık olarak tasvir etti.

buna göre iblis, lanetlenmeyi göze alarak, allah'a secdeyi ikinci bir varlıkla paylaşmamış, allah'a aşkını bir başka varlıkla bölüşmeyi kabullenmemiştir. ona göre, "tevhidi, iblis'ten öğrenmeyen kâfirdir." dolayısıyla iblis velilerin en büyüklerindendir. başka bir ifadeyle iblis kovulmadan önce nasıl allah'ın dostuysa, itaatsizliği yüzünden kovulduktan sonra da yine öyle kalmıştır. çünkü o allah'ın emrini doğru anlamış, emri, yerine getirmeyerek yerine getirmiştir. bir günahkâr haline gelerek günahsızlığını göstermiştir. kısacası, gazali'ye göre, iblis'in suçu aşkının bir eseridir.

ayrılık ehlinin üstadıdır iblis. o, aşkı daha heyecanlı, aklı daha kavrayışlı kılmıştır. baştan başa yanlıştır o ve yalnızdır. ama neyse de odur. bu anlamda hem rint ve molla, hem hakim ve derviştir; amellerinde çok gayretli zahidler gibi davranır. onun yaratılışı vuslat zevkini bilmez; onun zühdü, sonsuz cemali terk etmektir. yanlışlıkta dosdoğrudur.karanlığıyla ısıtan iblis, hakk'ın varlığını inkâr etmemiştir; gözü dışa değil içe açmış, sözü dışa değil içe etmistir.

o adem'in yoldaşıdır; yol dışında yürüyen bir yoldaş.dikenli bir yolda yalın ayak bir yolcudur. allah'a yaklaşmak için şeytandan uzaklaşmak gerekir ama yine de tanrı kadar yakındır bize. telkinleri ile asıl niyeti bir mıknatısın iki ayrı kutbu gibidir. telkini kendisine çeker sizi, niyeti tanrıya doğru iter. kendini terk edecek dostlar aramaktadır o. yalnızlığı da buradadır. o öyle bir avcıdır ki, avını ölümsüzleştirmek için tuzağına yem olarak kendini koyar. av yöntemi, her av için kendinden bir parçayı yem yapmayı gerektirir.

fakat ikbal bir çelişkiye düşer sonunda, iblis'in onu müslüman etmekle öldürüleceğini söyleyerek yapar bunu. ama o müslümanlığını gayrimüslimliğine borçlu tek müslüman değil midir. o değil midir küfürle övgüler yağdıran. onu kur'an'ın kılıcıyla öldürelim diyor ikbal. bir müslümanı katletmek olmaz mı bu? sonra hiç adil değil. çünkü o hiçbir zaman doğrudan katletmedi. içimizdeki katilin ihbarcısı o; o katilin katli yine bizim elimizde. bizi bize ispiyonlamıyor mu iblis. iblis'i öldürmenin yolu idris'i öldürmekten geçmiyor mu? bu da onun varlığını kaçınılmaz kılmıyor mu? şeytanı öldürmek demek başlangıçtaki, bilgisiz, özgür iradesiz insanlık durumuna dönmek demek değil mi? şeytani telkin, içinden geçeceği kulak bulamadığı gün iblis de ölmüş olacak. şeytanı taşlarken ağlamıyorsa bir insan, müslim değildir. işte budur müslümanin trajedisi.

güzel bursa'mın ulu camisinde çoğu zaman mahyalarda bir öğüt bulunurdu bilmem var mı hala. "ey oruç tut bizi!"

söyleme "oruç tutmak" olarak yerleşmiş bir ibadeti tersten okumak belki şeytanı da yeniden okumakla birlikte düşünülebilir.

Selamlar.

kaynak: http://www.geocities.ws/iandy27/kotu/kotu-02.htm